Kütle çekim kuvveti olarak adlandırılan kuvvet çeşidi adından da anlaşılabileceği gibi cisimlerin kütleleri nedeniyle birbirlerine uyguladığı kuvvettir. Bu kuvvet temas gerektirmeyen kuvvetlerden olup sadece çekme kuvveti olarak kendini gösterir.
Yerçekimi kuvveti olarak adlandırılan kuvvet "kütle çekim kuvveti"ne en güzel örnektir. Yere düşen bir elmanın bu hareketinin kaynağı dünyanın kütlesi ve elmanın kütlesi sebebiyle birbirlerine etki ettirdikleri kuvvettir.
Dünya elmayı ne kadar çekiyorsa elma da dünyayı aynı büyüklükte çekmektedir. Şimdi kafanız bu durumda biraz karışabilir. Diyebilirsiniz ki "madem ikisi de aynı büyüklükte, dünya neden elmaya doğru gelmiyor?" Bunun sebebi ise dünyanın kütlesinin elmanın kütlesine göre çok çok fazla büyük olması. Bu kuvvet dünya gibi büyük bir cismi hareket ettiremez belki ama elmayı rahatça hareket ettirebilir.
Evrenin 4 temel kuvvetinden biri olarak kütle çekim kuvveti cisimlerin kütleleri ile doğru orantılı aralarındaki uzaklık ile ise de ters orantılıdır. Yani eğer dünyadan uzaklaşmaya başlarsanız size etki eden yer çekimi kuvveti gittikçe azalır.
Dünyanın güneş etrafında dönmesini sağlayan kuvvette dünya ile güneş arasında yer alan kütle çekim kuvvetidir.
Görelilik Kuramı (İzafiyet Teorisi) çok ilginç gelir bana.Einstein zekası ile bu kuramla çok ileri gidilmiştir. Dünya üzerinde bulunan bizlerin yaşamış olduğu durumlara göre zaman algısı değişiklik göstermekteyse, Evrensel boyutta zaman çok farklılık göstermeliydi.
Dünya üzerinde yaşayan uygarlıklar ve medeniyetler zamanı ölçmenin birçok değişik yolunu bulmuşlardır. Dünyanın kendi ekseni ve güneş etrafındaki dönüşünü ölçerek kendimize göre bir zaman algısı ortaya çıkartmaktır.Dünyanın kendi ekseni etrafında dönüşünü 24’e bölerek saat kavramını saatleri 60'a bölerek dakikaları,dakikaları da 60'a bölerek saniyeleri hesaplayabilmekteyiz.Yılları ve ayları belirlemek için de Dünya'nın güneş etrafındaki dönüşünü baz almaktayız.(Coğrafyadan bildiğimiz üzere)Dünyamızın bulunduğu Güneş sistemindeki hareketlerine göre zamanı anlayabiliyor ve hayatımızı buna göre yönlendiriyoruz. Dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüşünü yavaşlatmaya da hızlandırma şansımız yoktur.
Zaman üzerinde yapılan çalışmalar ve araştırmalar bizlere zamanın aynı hızda aktığını, ama hissetme olayının kişilere göre değişiklik gösterdiğini söylemektedir. Çocukken gün bitmezdi bana, şimdi hiçbir şeyi zamana yetiştiremiyorum, algım mı değişti, yoksa sebebi bu teori miydi?
Bu teori de zamanın akış hızının yaşımızın karekökü ile birlikte arttığını söylemektedir. Örneğin;10 yaşındayken zamanın akış hızı 1 dir. 20 yaşındayken zamanın akış hızı 1.14 dur. 60 yaşındayken zamanın akış hızı 2.44 dur. Yani 60 yaşındaki biri için 10 yaşındaki birine göre zaman yaklaşık iki buçuk kat daha hızlı artmaktadır.Zamanı en iyi ve en doğru şekilde ölçen Sezyum atomunun titreşmesiyse (sezyum atomu saniyede yaklaşık olarak 9 milyar kere titreşmektedir),peki insan hücreleri ve atomlar arasında bir bağ varsa ve hücrelerin yaşlanması sonucunda titreşimlerin de değişiklikler oluşuyorsa, yaşlanınca zamanın hızlı atması İle bağlantılı olamaz mı?Einstein uzay ve zamanın birbirine bağlı olduğunu anlatmak istemiştir, kütle çekim etkisinin zamanı etki edebileceğidir. Yani Kütle çekimi zaman yavaşlatabilir ya da hızlandırabilir demiştir.National Geographic kanalında Albert Einstein'ın hayatını anlatan 'Deha' belgeselinden...
'Deha'nın final yaptığı son bölümde; ABD Başkanı Roosevelt, ünlü bilim adamını Beyaz Saray'a özel davetli olarak çağırdı.Başkan, ondan izafiyet teorisini kendisine basitçe izah etmesini istedi. Einstein, "Eğer görüşmemizin sonunda bana Almanya'nın son halinden söz etmem için 1.5 dakikanızı ayırırsanız, size bu teoriyi anlayabileceğiniz şekilde anlatırım" dedi ve sadece tek bir cümle kurdu:
"Köz haline gelmiş kömürlerin üzerine basarken bir saniye size bir saat gibi gelir. Ama ateşli bir kadının yatağındayken bir saat, bir saniyede geçer." Hâlâ anlamayan var mı?
Yerçekimi kuvveti olarak adlandırılan kuvvet "kütle çekim kuvveti"ne en güzel örnektir. Yere düşen bir elmanın bu hareketinin kaynağı dünyanın kütlesi ve elmanın kütlesi sebebiyle birbirlerine etki ettirdikleri kuvvettir.
Dünya elmayı ne kadar çekiyorsa elma da dünyayı aynı büyüklükte çekmektedir. Şimdi kafanız bu durumda biraz karışabilir. Diyebilirsiniz ki "madem ikisi de aynı büyüklükte, dünya neden elmaya doğru gelmiyor?" Bunun sebebi ise dünyanın kütlesinin elmanın kütlesine göre çok çok fazla büyük olması. Bu kuvvet dünya gibi büyük bir cismi hareket ettiremez belki ama elmayı rahatça hareket ettirebilir.
Evrenin 4 temel kuvvetinden biri olarak kütle çekim kuvveti cisimlerin kütleleri ile doğru orantılı aralarındaki uzaklık ile ise de ters orantılıdır. Yani eğer dünyadan uzaklaşmaya başlarsanız size etki eden yer çekimi kuvveti gittikçe azalır.
Dünyanın güneş etrafında dönmesini sağlayan kuvvette dünya ile güneş arasında yer alan kütle çekim kuvvetidir.
Görelilik Kuramı (İzafiyet Teorisi) çok ilginç gelir bana.Einstein zekası ile bu kuramla çok ileri gidilmiştir. Dünya üzerinde bulunan bizlerin yaşamış olduğu durumlara göre zaman algısı değişiklik göstermekteyse, Evrensel boyutta zaman çok farklılık göstermeliydi.
Dünya üzerinde yaşayan uygarlıklar ve medeniyetler zamanı ölçmenin birçok değişik yolunu bulmuşlardır. Dünyanın kendi ekseni ve güneş etrafındaki dönüşünü ölçerek kendimize göre bir zaman algısı ortaya çıkartmaktır.Dünyanın kendi ekseni etrafında dönüşünü 24’e bölerek saat kavramını saatleri 60'a bölerek dakikaları,dakikaları da 60'a bölerek saniyeleri hesaplayabilmekteyiz.Yılları ve ayları belirlemek için de Dünya'nın güneş etrafındaki dönüşünü baz almaktayız.(Coğrafyadan bildiğimiz üzere)Dünyamızın bulunduğu Güneş sistemindeki hareketlerine göre zamanı anlayabiliyor ve hayatımızı buna göre yönlendiriyoruz. Dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüşünü yavaşlatmaya da hızlandırma şansımız yoktur.
Zaman üzerinde yapılan çalışmalar ve araştırmalar bizlere zamanın aynı hızda aktığını, ama hissetme olayının kişilere göre değişiklik gösterdiğini söylemektedir. Çocukken gün bitmezdi bana, şimdi hiçbir şeyi zamana yetiştiremiyorum, algım mı değişti, yoksa sebebi bu teori miydi?
Bu teori de zamanın akış hızının yaşımızın karekökü ile birlikte arttığını söylemektedir. Örneğin;10 yaşındayken zamanın akış hızı 1 dir. 20 yaşındayken zamanın akış hızı 1.14 dur. 60 yaşındayken zamanın akış hızı 2.44 dur. Yani 60 yaşındaki biri için 10 yaşındaki birine göre zaman yaklaşık iki buçuk kat daha hızlı artmaktadır.Zamanı en iyi ve en doğru şekilde ölçen Sezyum atomunun titreşmesiyse (sezyum atomu saniyede yaklaşık olarak 9 milyar kere titreşmektedir),peki insan hücreleri ve atomlar arasında bir bağ varsa ve hücrelerin yaşlanması sonucunda titreşimlerin de değişiklikler oluşuyorsa, yaşlanınca zamanın hızlı atması İle bağlantılı olamaz mı?Einstein uzay ve zamanın birbirine bağlı olduğunu anlatmak istemiştir, kütle çekim etkisinin zamanı etki edebileceğidir. Yani Kütle çekimi zaman yavaşlatabilir ya da hızlandırabilir demiştir.National Geographic kanalında Albert Einstein'ın hayatını anlatan 'Deha' belgeselinden...
'Deha'nın final yaptığı son bölümde; ABD Başkanı Roosevelt, ünlü bilim adamını Beyaz Saray'a özel davetli olarak çağırdı.Başkan, ondan izafiyet teorisini kendisine basitçe izah etmesini istedi. Einstein, "Eğer görüşmemizin sonunda bana Almanya'nın son halinden söz etmem için 1.5 dakikanızı ayırırsanız, size bu teoriyi anlayabileceğiniz şekilde anlatırım" dedi ve sadece tek bir cümle kurdu:
"Köz haline gelmiş kömürlerin üzerine basarken bir saniye size bir saat gibi gelir. Ama ateşli bir kadının yatağındayken bir saat, bir saniyede geçer." Hâlâ anlamayan var mı?
Bu filmi izlemediyseniz lütfen izleyin, burada İzafiyet teorisi için en güzel örnekli anlatım var, bir kaç dk lütfen ayırıp izleyin...
https://m.youtube.com/watch?v=MaHRqTz5nn8
Yorumlar
Yorum Gönder