Bu yazımda çok hasas ve bir o kadar da birçok inançta var olan "namaz" ritüelinin Kuran'da yeri olup olmadığını açıklamaya çalışacağım.
Bu yazının referansı yaşanılan din değil sadece Allah'ın ayetleri esas alınacaktır. Çünkü öne sürmüş olduğum yargı namazın sadece Kuran'da olup olmadığı ile ilgilidir.
Dini ritüel olan namazın kökeni ve tarihçesi nedir? Namaz sadece İslam'a mı özgüdür? Kuran' da namaz var mıdır? Kuran'da namaz mı geçiyor?..
Kalıplaşmış ve binlerce yıllık süregelen olguları değiştirmek ve de onun yanlış olduğunu beyan etmek oldukça güç görünüyor. Güce ve çoğunluğa tapan toplumlarda böyle bir teşebbüste bulunmak, bırak karamaları öldürülmeye kadar bile gider. Ama biz hakikat yolcuları ölümü bile göze alarak ve tırsmayarak doğru bildiğimiz yolda gitme cürettine sahibiz. Aksi takdirde bu günlere( gelişim ve teknolojiye) nasıl gelebilirdik?...
Öncellikle Kuran'da namaz kavramı değil salât geçmektedir. Lakin mealcilerin çoğu salâtı namaz olarak çevirmektedirler. Peki nedir namaz?
NAMAZ KELİMESİ NEREDEN GELİYOR?
Namaz, Urduca ve Farsça’da “dua” anlamına gelir. Kuran inmeden önce “namaz” Pers’teki Zerdüştler (ateşe tapanlar) tarafından da uygulanıyor ve uygulanan bu “namaz” günümüz Müslümanlarının uyguladığı “namaz” ile çok büyük benzerlikler gösteriyor. Aşağıdaki alıntı bir zerdüşt sitesinden namazın nasıl kılınacağını anlatıyor. Dikkat ederseniz bu ritüele başlamadan önce aynı şu an yapılan namaz öncesi abdesti anlatıyor.
“Zerdüşt namazına başlamadan önce kişi; ellerini, ayaklarını ve yüzünü yıkar, başa takke veya başörtüsü giyip, güneşe doğru dönerek Ashem, Yatha, Kemna Mazda için dua eder. Bu namaz da ne tesadüftür ki günde tam 5 vakittir! Güneşin doğuşundan öğlen 12:40 ‘a kadar olan namaza Havan Geh, öğlen 12:40 ile 15:40 arasındakine Rapithavan Geh, 15:40 ile günbatımına kadarki namaza Ujiren Geh, günbatımından 24:40’a kadar süresi olan namaza Aiwisuthrem Geh denirken 24:40’dan güneşin doğuşuna kadar kılınması gereken namaza ise Ushahin Geh denir61. ”
Ayrıca namaz kelimesi Zerdüştlerin Nemah adını verdiği beş vakit ibadetin adıdır. Minare ise Zerdüşt ateşgedesinde dumanın çıktığı bacanın adıdır.
Önemli bir nokta daha; İmam Buhari ve diğer hadis toplayanların hepsi o zamanlar zerdüştlüğün yaygın olduğu Pers asıllıdır.
NAMAZI SADECE MÜSLÜMANLAR MI KILIYOR?
Namaz sadece islama özgü değildir. Yahudilerin, hristiyanların, zerdüştlerin de müslüman namazına çok benzer ritüelleri vardır. Uzakdoğu dinlerinde de yine Ortadoğu dinlerinin namazını andıran ritüeller bulunur.
Tarihte, eski Mısır uygarlığında, Sümerlerde, Afrika kabilelerinde de benzer dini ritüeller bulunur. Hatta 12 bin yıl önceye tarihlenen Göbeklitepe taşlarında bile iki elin kucakta kavuşturulduğu görülür.
Bu dini ritüellerde sergilenen hareketlerin (elleri yukarı kaldırma, elleri birleştirme, öne eğilme, diz çökme, yere kapaklanma), kökenleri bile birbirinden farklı olan çeşitli dinler arasındaki benzerliği dikkat çekicidir.
Sadece tanrısal bir gücün karşısında değil, kendinden güçlü ve zarar verme potansiyeli bulunan kişilerin huzurunda da benzeri davranışlar görülür (örnek: padişah, hükümdar, kral, kabile şefi, çete reisi, vs gibi her türlü "alfa erkeği"nin karşısında). Bunların karşısında da başımız hafifçe öne eğik, gözler mümkünse yere bakar durumda, ellerimiz kucağımızda bağlı olarak, fazla hareket etmeden, sessizce öylece durulur. Eller cebe konulmaz, varsa ceketin önü iliklenir. Huzura ilk çıkıldığında, duruma göre, ya baş hafifçe öne eğilerek, ya iki büklüm eğilerek, ya diz vurup çökülüp eğilerek, ya da kapaklanıp el-etek öperek bir "sunum" yapılır.
Namazın Müslümanlara ait olan bir ritüel olduğunu savunanlar ciddi bir yanılgı içersindedir. Dinini gelenekten ve atalardan öğrenen islam dünyası, Kuran’ın yetersizliğini ispat etmek ve kuranı rivayetlere muhtaç etmek için en çok kullandıkları argüman namazın kılınışı idi. Ve hep aynı kanserli soru, Kuran yeterse namazı nasıl kılacağız ozaman? Tabi ki insanlık ve dinler tarihini bilenler bu kanserli soruyu herzaman soranların elinde patlatmıştır. Namazın İslam icadı olduğu konusunda da bir çok yaldızlı,parlak ve kutsal rivayetler uydurulmuştur. Namaz insanlık tarihi kadar eski bir ibadet ritüelidir,insanlık devam ettikçe her din bu ritüelin içini kendi inancıyla doldurmuştur.
Günümüzde hala namaz kılan Yahudi ve Hristiyanların varolduğunu belirterek gelenekçilere sormak istiyorum? Acaba Yahudi ve Hristiyanlar da Muhammed nebi’den ve hadislerden mi öğrendi namaz kılmayı? Tabi bu soru karşısında hepsinin rengi birden bire değişmektedir çünkü teknik olarak bu soru bütün rivayet kültürünü çökertmektedir.
YAHUDİLERDE NAMAZ
Yahudiler sabah (şahrit), öğle (minha) ve akşam (arvit) olmak üzere günde üç kez ibadet ederler. Bu ibadetlerinde On Emir (Şema),[5] dua (tefila), Tevrat’tan bir bölüm (sidra) ve peygamberlere ait kitaplardan birer bölüm okurlar. Cemaatle yapılan ibadetlerde cemaat ayakta durur (amida). Haham, rulolar halindeki Tevrat’ı çıkarır ve oradan okur, cemaat de bu okuyuşa sesli olarak katılır. Cemaat ibadet esnasında dolaşabilir ve birbiriyle konuşulabilir. Yahudiliğe göre, her yerde, her zaman ve her faaliyetin sonunda Rabb’imiz Allah’a dua edilebilir.
HRİSTİYANLARDA NAMAZ
Dünya Hristiyanları arasında yalnızca Süryani Ortodoks ve Ermeni Gregoryen Kilisesi’nde secdeli ibadet vardır. Secde ritüelinin sade bir şekilde başın öne eğilmesi, belden aşağıya eğilmek ve yere kapanarak alnın yere değdirilmesi şeklinde üç ayrı uygulaması bulunmaktadır. Ayrıca Maniheistlerin ibadeti (namazı) da secdelidir
* Şimdi gelin ayetlerle Kuran'da nasıl namaz olamayacağını irdeleyelim.
● - (Ahzâp 43) O'dur ki,sizi zulmetten nura çıkarmak için size salat eder ve O'nun melekleride. O müminlere Rahiym'dir.
-(Ahzâp 56) Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.
Bu ayetlere göre Allah ve melekleri peygambere namaz mı ediyor/kılıyor. Salât namazdı yaa hani! Bu ayet bile dilini eğip büken sahtekarların yalanını ortaya çıkarmaktadır. Sahtekarlar her yerde salâtı namaz çevirirken bu ayetteyse dua veya salavat olarak meal vermişler. Nasıl da operasyon yapılmış görüyorsunuz değil mi?
Allah ve melekleri nasıl oluyor da peygambere namaz veya salavat eder. Çok absürt değil mı? Bu tür mealler yüzünden insanların çoğu Kuran'da çelişki olduğunu ve bundan mütevellit dinden feragat etmektedirler. Bu ayete bakılırsa salât asla namaz olamaz!
● 24:41 Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah’ı tespih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ( SALATE-HU ), kendine özgü tespihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilmektedir.
Kuşlar da namaz mı kılıyor?!
● 09:103 Onların mallarından sadaka al, bununla onları (günahlarından) temizlersin. Onlar için dua et ( SALLİ ALEYHİM ), çünkü senin duan ( SALATEKE ) onlar için bir sükunettir. Allah işitendir, bilendir.
Bir kimsenin namazı / duası diğer kişilere nasıl sükûnet verebilir? Ayrıca zaten dua arapça bir kelime ve Kuranda başka yerlerde salât ve dua ayrı geçmekte. Farklı kavramlar bunlar.
Kur'an'da 212 yerde dua geçer, 99 yerde olmak üzere 77 ayet içinde salât geçer. Aynı ayet içinde salât ve dua geçer. Salât ayrı bir kavram dua ayrı bir kavram. Her kavram kendi anlamında kullanılmak zorundayız. O kelimeleri boşuna kullanmamıştır rabbimiz.
Kabul edelim ki salât duadır. Peki kur'an'ın hangi ayetinde duanın vakitleri rekatları hangi hareketler ile yapılacağı v.b gibi uygulamaları çıkarabiliyorsunuz..
Kur'an'da herşey birbiri ile bağlantılı ama her kavram ayrıdır. Bana rahim ile rahman aynıdır diyebilirmisiniz?..
Salât ayetine dua anlamını vermekle Kuran'ın anlam ve bütünlüğünü bozmuş olmuyorlar mı?
Ayrıca "Allah kelime sıkıntısı çekmez" (6:115.)
Bu yazının referansı yaşanılan din değil sadece Allah'ın ayetleri esas alınacaktır. Çünkü öne sürmüş olduğum yargı namazın sadece Kuran'da olup olmadığı ile ilgilidir.
Dini ritüel olan namazın kökeni ve tarihçesi nedir? Namaz sadece İslam'a mı özgüdür? Kuran' da namaz var mıdır? Kuran'da namaz mı geçiyor?..
Kalıplaşmış ve binlerce yıllık süregelen olguları değiştirmek ve de onun yanlış olduğunu beyan etmek oldukça güç görünüyor. Güce ve çoğunluğa tapan toplumlarda böyle bir teşebbüste bulunmak, bırak karamaları öldürülmeye kadar bile gider. Ama biz hakikat yolcuları ölümü bile göze alarak ve tırsmayarak doğru bildiğimiz yolda gitme cürettine sahibiz. Aksi takdirde bu günlere( gelişim ve teknolojiye) nasıl gelebilirdik?...
Öncellikle Kuran'da namaz kavramı değil salât geçmektedir. Lakin mealcilerin çoğu salâtı namaz olarak çevirmektedirler. Peki nedir namaz?
NAMAZ KELİMESİ NEREDEN GELİYOR?
Namaz, Urduca ve Farsça’da “dua” anlamına gelir. Kuran inmeden önce “namaz” Pers’teki Zerdüştler (ateşe tapanlar) tarafından da uygulanıyor ve uygulanan bu “namaz” günümüz Müslümanlarının uyguladığı “namaz” ile çok büyük benzerlikler gösteriyor. Aşağıdaki alıntı bir zerdüşt sitesinden namazın nasıl kılınacağını anlatıyor. Dikkat ederseniz bu ritüele başlamadan önce aynı şu an yapılan namaz öncesi abdesti anlatıyor.
“Zerdüşt namazına başlamadan önce kişi; ellerini, ayaklarını ve yüzünü yıkar, başa takke veya başörtüsü giyip, güneşe doğru dönerek Ashem, Yatha, Kemna Mazda için dua eder. Bu namaz da ne tesadüftür ki günde tam 5 vakittir! Güneşin doğuşundan öğlen 12:40 ‘a kadar olan namaza Havan Geh, öğlen 12:40 ile 15:40 arasındakine Rapithavan Geh, 15:40 ile günbatımına kadarki namaza Ujiren Geh, günbatımından 24:40’a kadar süresi olan namaza Aiwisuthrem Geh denirken 24:40’dan güneşin doğuşuna kadar kılınması gereken namaza ise Ushahin Geh denir61. ”
Ayrıca namaz kelimesi Zerdüştlerin Nemah adını verdiği beş vakit ibadetin adıdır. Minare ise Zerdüşt ateşgedesinde dumanın çıktığı bacanın adıdır.
Önemli bir nokta daha; İmam Buhari ve diğer hadis toplayanların hepsi o zamanlar zerdüştlüğün yaygın olduğu Pers asıllıdır.
NAMAZI SADECE MÜSLÜMANLAR MI KILIYOR?
Namaz sadece islama özgü değildir. Yahudilerin, hristiyanların, zerdüştlerin de müslüman namazına çok benzer ritüelleri vardır. Uzakdoğu dinlerinde de yine Ortadoğu dinlerinin namazını andıran ritüeller bulunur.
Tarihte, eski Mısır uygarlığında, Sümerlerde, Afrika kabilelerinde de benzer dini ritüeller bulunur. Hatta 12 bin yıl önceye tarihlenen Göbeklitepe taşlarında bile iki elin kucakta kavuşturulduğu görülür.
Bu dini ritüellerde sergilenen hareketlerin (elleri yukarı kaldırma, elleri birleştirme, öne eğilme, diz çökme, yere kapaklanma), kökenleri bile birbirinden farklı olan çeşitli dinler arasındaki benzerliği dikkat çekicidir.
Sadece tanrısal bir gücün karşısında değil, kendinden güçlü ve zarar verme potansiyeli bulunan kişilerin huzurunda da benzeri davranışlar görülür (örnek: padişah, hükümdar, kral, kabile şefi, çete reisi, vs gibi her türlü "alfa erkeği"nin karşısında). Bunların karşısında da başımız hafifçe öne eğik, gözler mümkünse yere bakar durumda, ellerimiz kucağımızda bağlı olarak, fazla hareket etmeden, sessizce öylece durulur. Eller cebe konulmaz, varsa ceketin önü iliklenir. Huzura ilk çıkıldığında, duruma göre, ya baş hafifçe öne eğilerek, ya iki büklüm eğilerek, ya diz vurup çökülüp eğilerek, ya da kapaklanıp el-etek öperek bir "sunum" yapılır.
Namazın Müslümanlara ait olan bir ritüel olduğunu savunanlar ciddi bir yanılgı içersindedir. Dinini gelenekten ve atalardan öğrenen islam dünyası, Kuran’ın yetersizliğini ispat etmek ve kuranı rivayetlere muhtaç etmek için en çok kullandıkları argüman namazın kılınışı idi. Ve hep aynı kanserli soru, Kuran yeterse namazı nasıl kılacağız ozaman? Tabi ki insanlık ve dinler tarihini bilenler bu kanserli soruyu herzaman soranların elinde patlatmıştır. Namazın İslam icadı olduğu konusunda da bir çok yaldızlı,parlak ve kutsal rivayetler uydurulmuştur. Namaz insanlık tarihi kadar eski bir ibadet ritüelidir,insanlık devam ettikçe her din bu ritüelin içini kendi inancıyla doldurmuştur.
Günümüzde hala namaz kılan Yahudi ve Hristiyanların varolduğunu belirterek gelenekçilere sormak istiyorum? Acaba Yahudi ve Hristiyanlar da Muhammed nebi’den ve hadislerden mi öğrendi namaz kılmayı? Tabi bu soru karşısında hepsinin rengi birden bire değişmektedir çünkü teknik olarak bu soru bütün rivayet kültürünü çökertmektedir.
YAHUDİLERDE NAMAZ
Yahudiler sabah (şahrit), öğle (minha) ve akşam (arvit) olmak üzere günde üç kez ibadet ederler. Bu ibadetlerinde On Emir (Şema),[5] dua (tefila), Tevrat’tan bir bölüm (sidra) ve peygamberlere ait kitaplardan birer bölüm okurlar. Cemaatle yapılan ibadetlerde cemaat ayakta durur (amida). Haham, rulolar halindeki Tevrat’ı çıkarır ve oradan okur, cemaat de bu okuyuşa sesli olarak katılır. Cemaat ibadet esnasında dolaşabilir ve birbiriyle konuşulabilir. Yahudiliğe göre, her yerde, her zaman ve her faaliyetin sonunda Rabb’imiz Allah’a dua edilebilir.
HRİSTİYANLARDA NAMAZ
Dünya Hristiyanları arasında yalnızca Süryani Ortodoks ve Ermeni Gregoryen Kilisesi’nde secdeli ibadet vardır. Secde ritüelinin sade bir şekilde başın öne eğilmesi, belden aşağıya eğilmek ve yere kapanarak alnın yere değdirilmesi şeklinde üç ayrı uygulaması bulunmaktadır. Ayrıca Maniheistlerin ibadeti (namazı) da secdelidir
* Şimdi gelin ayetlerle Kuran'da nasıl namaz olamayacağını irdeleyelim.
● - (Ahzâp 43) O'dur ki,sizi zulmetten nura çıkarmak için size salat eder ve O'nun melekleride. O müminlere Rahiym'dir.
-(Ahzâp 56) Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.
Bu ayetlere göre Allah ve melekleri peygambere namaz mı ediyor/kılıyor. Salât namazdı yaa hani! Bu ayet bile dilini eğip büken sahtekarların yalanını ortaya çıkarmaktadır. Sahtekarlar her yerde salâtı namaz çevirirken bu ayetteyse dua veya salavat olarak meal vermişler. Nasıl da operasyon yapılmış görüyorsunuz değil mi?
Allah ve melekleri nasıl oluyor da peygambere namaz veya salavat eder. Çok absürt değil mı? Bu tür mealler yüzünden insanların çoğu Kuran'da çelişki olduğunu ve bundan mütevellit dinden feragat etmektedirler. Bu ayete bakılırsa salât asla namaz olamaz!
● 24:41 Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kuşların Allah’ı tespih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi duasını ( SALATE-HU ), kendine özgü tespihini bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını çok iyi bilmektedir.
Kuşlar da namaz mı kılıyor?!
● 09:103 Onların mallarından sadaka al, bununla onları (günahlarından) temizlersin. Onlar için dua et ( SALLİ ALEYHİM ), çünkü senin duan ( SALATEKE ) onlar için bir sükunettir. Allah işitendir, bilendir.
Bir kimsenin namazı / duası diğer kişilere nasıl sükûnet verebilir? Ayrıca zaten dua arapça bir kelime ve Kuranda başka yerlerde salât ve dua ayrı geçmekte. Farklı kavramlar bunlar.
Kur'an'da 212 yerde dua geçer, 99 yerde olmak üzere 77 ayet içinde salât geçer. Aynı ayet içinde salât ve dua geçer. Salât ayrı bir kavram dua ayrı bir kavram. Her kavram kendi anlamında kullanılmak zorundayız. O kelimeleri boşuna kullanmamıştır rabbimiz.
Kabul edelim ki salât duadır. Peki kur'an'ın hangi ayetinde duanın vakitleri rekatları hangi hareketler ile yapılacağı v.b gibi uygulamaları çıkarabiliyorsunuz..
Kur'an'da herşey birbiri ile bağlantılı ama her kavram ayrıdır. Bana rahim ile rahman aynıdır diyebilirmisiniz?..
Salât ayetine dua anlamını vermekle Kuran'ın anlam ve bütünlüğünü bozmuş olmuyorlar mı?
Ayrıca "Allah kelime sıkıntısı çekmez" (6:115.)
Bunu yapanlara ithafen Rabbimiz;
Mâide 13 ) "Sonra da sözlerini bozmaları sebebiyle onları dışladık ve kalplerine katılık koyduk. Onlar kelimeyi/ sözcüğü yerlerinden/ öz anlamlarından değiştirirler. Öğütlendiklerinin önemli bir bölümünü de terk ettiler. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen, onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah, iyilik-güzellik üretenleri sever. " der.
● 08:35 Onların Beytullah yakınındaki namazları ( SALATUHUM ) da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kâfirler!) İnkar etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın!
Kâfirler dahi ıslık çalarak ve el çırparak “namaz” kılabilmektedir!
● 02:239 Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız namazlarınızı yürüyerek yahut binmiş olarak kılın. Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah’ ın öğrettiği şekilde O’nu anın.
Yeryüzünde yürüyerek veya (deveye, vs.) binmiş olarak “namaz” kılabilen bir Müslüman var mı? Yürüyerek nasıl namaz kılınır?!
● 29:45 (Resulüm!) Sana vahyedilen kitabı oku ve namazını kıl. Muhakkak ki, namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.
Kılınan namaz insanları kötülüklerden uzaklaştırıyor mu? KESİNLİKLE HAYIR! Dünyada “namaz” kılıp masum insan öldüren, zina yapan, tecavüz eden, katil olan, hırsızlık yapan, kumar oynayan, adam dolandıran, mezardaki ölüden medet umup Allah’a şirk koşan milyonlarca namaz kılan vardır.
Kur’an’ı Kerim’in indirildiği 23 yıl boyunca inananlar Peygamberimize birçok konuda soru sormuşlar (Yasak aylarda savaşma, şarap ve kumar, kıyamet, ruh, dağlar, vb.). Fakat nedense kimse salat’ın ne olduğunu, eğer şuan ki çevrildiği gibi “namaz” demek ise hangi surelerin okunacağını, hangi namazın kaç rekât kılınacağı, neyin namazı bozup bozmayacağını, kılınmayan “namaz”ların kaza yapılıp yapılmayacağını sormamıştır. Örneğin Allah orucun kaza yapılabileceğini söylediği halde salat’ın kazasından hiç bahsetmemiştir.
●Namaz emir verir mi ?
Şuayb peygamber' in salatı.
Medyen'e, kardeşleri Şuayb'ı göndermiştik. Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yok sizin. Eksik ölçüp yanlış tartmayın. Sizi nimet, bereket içinde görüyorum, ama sizin için sarıp kuşatan bir günün azabından da korkuyorum."
( HUD . 84 )
"Ey toplumum! Ölçüyü ve tartıyı tam bir dürüstlükle yapın. İnsanların eşyalarını tırtıklamayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın."
( HUD .85)
"Eğer inananlar iseniz, Allah'ın bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinizde bir bekçi değilim."
( HUD .86 )
Dediler ki: "Ey Şuayb! Namazın mı emrediyor sana, atalarımızın tapar olduğunu terk etmemizi yahut mallarımızda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi? Esasında sen; gerçekten yumuşak huylu, olgun bir insansın."
( HUD .87 )
Şuayb peygamberin salatı ayetlerde açık bir şekilde anlatılmaktadır..
Şuayb peygamber kavmine doğruları --Allah'' ın dinini tebliğ edip, Allah' ın dinine destek vermektedir..
Sizce kavmin malları konusunda diledikleri gibi davranmamalarını namaz mı emreder? Namaz sadece bir ritüeldir. Salât başka bir şey olmalı her halde!
Şuayb peygamberin salatı, tebliğ olmasına rağmen, salat kelimesini "" namaz "" olarak çevirip, bu emri Şuayb peygamber' e veren olguyu namaz yapmışlardır..
● Hem namazı dosdoğru ikame edin , zekatı verin, boyun eğenlerle birlikte sizde boyun eğin. (Bakara .43 )
Namazı dosdoğru kıldım..
Yani geleneğe göre, kıyam- ruku- secde ( Fiziki ) olarak yaptım..
Sonrada zekatı verdim.
Sonra ki ruküyu nasıl yapacağım ben ?
Hani rukular namazdı ?
Zaten ayetin başında, namazın içinde rüku yaptım ?Bu ruku'da ne ?
Sadece eğilmemi mi istiyor şimdi Allah benim ? Eğilenlerle beraber sende eğil ?
Ee zaten namazda eğildim ?..
● 48.29 ’da “Müminlerin alameti yüzlerindeki secde izidir” ayeti, 5.55’de i“kıyam, ruku, secde” kelimesinden sadece “ruku” geçmiştir. Burada Allah sadece bu hareketi mi emretmiştir. Böyle bir çelişki olur mu?
2.34’de de 48.29’daki kelimeyle aynı anlam grubunda olan “secde” kelimesi vardır. Burada Allah, iblisten Adem’e secde etmesini istemiştir. Burada Allah, iblisten dizlerini çöküp alnını yere koymasını mı istemiştir. Daha doğrusu Adem’i resmen kutsallaştırmasını mı istemiştir? Allah kendisinden başkasına da secde etmesini emredemez. Tabi eğer secde namazda ki ritüel anlamdaysa..
●17.78 - Ey Muhammed, güneşin batmaya yöneldiği andan, gece kararıncaya kadar namazı kıl, sabahleyin Kur'an okumayı da ihmal etme. Çünkü sabahleyin okunan Kur'an'ı izleyen (melek)ler vardır.
Meali okursanız güneşin batışından kararmasına kadar namaz kıl deniliyor. Yani bugün 5 dakika kılınan namazların aksine bir süreç olarak belirtiliyor. Bu tür mealler çokça mevcut. Örnegin güneşin doğusundan öğlene kadar ya da batmasına kadar denilen yerlerde saatlerce süre mevcut değil mıdır. Peki neden 5 dk namaz kılıp ayeti uygulamış olarak görünüyorlar.
SALÂT'IN ŞEKİL ŞARTI
- Kuran'da salatın herhangi bir şekil şartı ve şekilsel tarifi yoktur.
AYET: Fakat eğer korkarsanız, o zaman yaya yürürken veya binekte iken. Nihayet emin olduğunuz zaman, siz bilmiyorken size öğrettiği şekilde, artık Allah’ı zikredin. (2:239)
- Salâtın belirlenmiş vakitleri vardır.
AYET: Böylece salatı bitirdiğiniz zaman (KADAYTUMUS SALATE), artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken Allah'ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz zaman, gerektiği gibi salatı yerine getirin (EKİMUS SALATE). Muhakkak ki salat (SALATE), müminlerin üzerine vakitleri belirlenmiş olarak yazılmıştır. (4:103)
Salâtın ön şartı vardır.
AYET: Ey iman edenler olanlar! Sarhoş (SUKARA) iken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünup (taraf) iken, yolcu olmanız hariç, gusül abdesti alıncaya kadar, salata yaklaşmayın (TAKRABÜS SALATE)! Eğer hasta iseniz veya yolculukta iseniz veya sizden biriniz tuvaletten gelmişse veya kadınlara dokunmuş fakat su bulamamışsanız, o takdirde temiz toprağa teyemmüm edin, sonra onu yüzlerinize ve ellerinize mesh edin (sürün). Muhakkak ki Allah, günahları affeden, mağfiret edendir. (4:43)
Ayrıca belirtmek gerekirse kitabın nüzul sırasına göre baktığımızda abdest olarak nitelendiren olgunun salât emrinden daha sonra emredildiği görülmektedir. Ne yani abdest olarak nitelendirdiğiniz temizlik olgunun emredilmediği zamana kadar abdestsiz mi kılındı namaz? Allah unutkan mıdır?
Senin Rabbin unutkan değildir. (Meryem 64)
Salât bünyesinde şekil olarak sayılabilecek tek husus ses tonu ve korku halinde yaya veya binek üzerinde gerçekleştirilebilmesidir.
SALÂTIN İKAMESİ إقام الًصّلوة
Kur’ân’daki, “salât’ın ikâmesi” ile ilgili emir ve haber cümlesi niteliğindeki ifadeler genellikle “namazı doğru kılın, namazlarını dosdoğru kılarlar” şeklinde çevirilegelmiştir. Bizim, sözcüklerin anlamları üzerinden yaptığımız tahlil ise bu çevirilerin, ifadenin anlamını yansıtması bakımından yetersiz kaldığını, hatta yanlış olduğunu göstermektedir.
Görüldüğü gibi ifade إقام[iqâm] ve الصّلوة [es-salât] sözcüklerinden oluşmaktadır. Salât sözcüğünün ne anlama geldiği yukarıda açıklandığı için, burada إقام[iqâm] sözcüğünü tahlil edeceğiz.
ق و م [q-v-m] harflerinden oluşan إقام[iqâm] sözcüğü, “oturmak” fiilinin karşıtı olan qıyâm sözcüğünün if‘âl babından mastarıdır ve lügatlerde bu kalıbın anlamı; “ayağa kaldırmak, dikmek, ayakta tutmak” olarak belirtilmiştir.
Buna göre إقام الصّلوة [iqâmi’s-salât] tamlamasının anlamı da; hiçbir yerde kılmak anlamında kullanılmamaktadır. Şahitliği ikame etmek,teraziyi ikame etmek, benliğini ikame etmek vs. gibi anlamlar Kuran'da geçer.
Kuran meallerinde namaz kıl olarak çevrilen salât kavramı aslında salatı ikame etmek anlamında kullanıldığını ayetlerle görmekteyiz.
KURAN AYRINTILIDIR
Namaz diye şekilsel/ritüel bir ibadet olsaydı, Allah ayrıntılı ve anlaşılır bir şekilde ilahi kitabında bunu açıklardı.!
06:38 Biz kitapta HİÇBİR EKSİK BIRAKMAMIŞIZDIR. Sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar.
11:01 Elif, Lam, Ra. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da AYRINTILI OLARAK AÇIKLANMIŞ bir Kitaptır.
07:03 Rabbinizden SİZE İNDİRİLENE (Kur’an’a) UYUN. O’nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
06:155 İşte bu (Kur’an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. BUNA UYUN ve Allah’tan korkun ki size merhamet edilsin.
06:106 Rabbinden SANA VAHYOLUNANA UY. O’ndan başka tanrı yoktur. Müşriklerden yüz çevir.
53:23 Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında ALLAH BİR KANIT İNDİRMEMİŞTİR. Onlar, SADECE SANIYA, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere UYUYORLAR. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir.
Hadislerdeki namazı izleyenler; miras paylaşımından, inananların kiminle evlenip kiminle evlenemeyeceğine kadar her şeyi anlatan Kur’an’ı eksik bulmakta ve yalanlarla dolu hadislerdeki taşa dönüp kılınan namazı kabul edip Allah’a ortak koşmaktadırlar. Ayrıca:
-Namazın 5 vakit olduğunu düşünüp Kur’an’ın eksiksiz ve ayrıntılı olduğunu söyleyen kişi, Allah’ı bilmeden ya da bilerek YALANCI çıkarmaktadır,
-Zekatın ve salât’ın ayrıntılarının bu detaylı Kitapta olmadığını iddia etmektedir,
- Peygamberin de 6:106’daki verilen hükmü HİÇE SAYARAK, KENDİNE VAHYEDİLMEYEN bir şeyi izlediğini söylemektedir,
-Kur’an’dan başka bir kitaba uyup Allah’a itaatsizlik edip ve alimleri, imamları ve mollaları Allah’a eş tutmaktadır,
- Allah’ın hiçbir kanıt indirmediği şeye yani sanıya uymaktadırlar. Eğer Kur’an’daki salât namaz olsaydı Kur’an’dan bunu kanıtlayabilirdik ama Kur’an’da ne “Allah-u Ekber” e rastlayabilirsiniz, ne ezana, ne rekât kelimesine, ne kaza namazına.
Yazımın sonuna geldik. Sadece Kuran'da namaz olamayacağını irdeleyerek size farklı bir perspektif sunmuş oldum. Bununla beraber namazın kökenine ve tarihine de inmiş olduk. Peki o zaman salât nedir diye bir soru yöneltebilirsiniz. Bu sorunun yanıtını da Allah izin verirse başka bir yazımda izah ederim. Selam.
Mâide 13 ) "Sonra da sözlerini bozmaları sebebiyle onları dışladık ve kalplerine katılık koyduk. Onlar kelimeyi/ sözcüğü yerlerinden/ öz anlamlarından değiştirirler. Öğütlendiklerinin önemli bir bölümünü de terk ettiler. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima bir hainlik görürsün. Yine de sen, onları affet ve aldırış etme. Şüphesiz Allah, iyilik-güzellik üretenleri sever. " der.
● 08:35 Onların Beytullah yakınındaki namazları ( SALATUHUM ) da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kâfirler!) İnkar etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın!
Kâfirler dahi ıslık çalarak ve el çırparak “namaz” kılabilmektedir!
● 02:239 Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız namazlarınızı yürüyerek yahut binmiş olarak kılın. Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah’ ın öğrettiği şekilde O’nu anın.
Yeryüzünde yürüyerek veya (deveye, vs.) binmiş olarak “namaz” kılabilen bir Müslüman var mı? Yürüyerek nasıl namaz kılınır?!
● 29:45 (Resulüm!) Sana vahyedilen kitabı oku ve namazını kıl. Muhakkak ki, namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.
Kılınan namaz insanları kötülüklerden uzaklaştırıyor mu? KESİNLİKLE HAYIR! Dünyada “namaz” kılıp masum insan öldüren, zina yapan, tecavüz eden, katil olan, hırsızlık yapan, kumar oynayan, adam dolandıran, mezardaki ölüden medet umup Allah’a şirk koşan milyonlarca namaz kılan vardır.
Kur’an’ı Kerim’in indirildiği 23 yıl boyunca inananlar Peygamberimize birçok konuda soru sormuşlar (Yasak aylarda savaşma, şarap ve kumar, kıyamet, ruh, dağlar, vb.). Fakat nedense kimse salat’ın ne olduğunu, eğer şuan ki çevrildiği gibi “namaz” demek ise hangi surelerin okunacağını, hangi namazın kaç rekât kılınacağı, neyin namazı bozup bozmayacağını, kılınmayan “namaz”ların kaza yapılıp yapılmayacağını sormamıştır. Örneğin Allah orucun kaza yapılabileceğini söylediği halde salat’ın kazasından hiç bahsetmemiştir.
●Namaz emir verir mi ?
Şuayb peygamber' in salatı.
Medyen'e, kardeşleri Şuayb'ı göndermiştik. Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yok sizin. Eksik ölçüp yanlış tartmayın. Sizi nimet, bereket içinde görüyorum, ama sizin için sarıp kuşatan bir günün azabından da korkuyorum."
( HUD . 84 )
"Ey toplumum! Ölçüyü ve tartıyı tam bir dürüstlükle yapın. İnsanların eşyalarını tırtıklamayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın."
( HUD .85)
"Eğer inananlar iseniz, Allah'ın bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinizde bir bekçi değilim."
( HUD .86 )
Dediler ki: "Ey Şuayb! Namazın mı emrediyor sana, atalarımızın tapar olduğunu terk etmemizi yahut mallarımızda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi? Esasında sen; gerçekten yumuşak huylu, olgun bir insansın."
( HUD .87 )
Şuayb peygamberin salatı ayetlerde açık bir şekilde anlatılmaktadır..
Şuayb peygamber kavmine doğruları --Allah'' ın dinini tebliğ edip, Allah' ın dinine destek vermektedir..
Sizce kavmin malları konusunda diledikleri gibi davranmamalarını namaz mı emreder? Namaz sadece bir ritüeldir. Salât başka bir şey olmalı her halde!
Şuayb peygamberin salatı, tebliğ olmasına rağmen, salat kelimesini "" namaz "" olarak çevirip, bu emri Şuayb peygamber' e veren olguyu namaz yapmışlardır..
● Hem namazı dosdoğru ikame edin , zekatı verin, boyun eğenlerle birlikte sizde boyun eğin. (Bakara .43 )
Namazı dosdoğru kıldım..
Yani geleneğe göre, kıyam- ruku- secde ( Fiziki ) olarak yaptım..
Sonrada zekatı verdim.
Sonra ki ruküyu nasıl yapacağım ben ?
Hani rukular namazdı ?
Zaten ayetin başında, namazın içinde rüku yaptım ?Bu ruku'da ne ?
Sadece eğilmemi mi istiyor şimdi Allah benim ? Eğilenlerle beraber sende eğil ?
Ee zaten namazda eğildim ?..
● 48.29 ’da “Müminlerin alameti yüzlerindeki secde izidir” ayeti, 5.55’de i“kıyam, ruku, secde” kelimesinden sadece “ruku” geçmiştir. Burada Allah sadece bu hareketi mi emretmiştir. Böyle bir çelişki olur mu?
2.34’de de 48.29’daki kelimeyle aynı anlam grubunda olan “secde” kelimesi vardır. Burada Allah, iblisten Adem’e secde etmesini istemiştir. Burada Allah, iblisten dizlerini çöküp alnını yere koymasını mı istemiştir. Daha doğrusu Adem’i resmen kutsallaştırmasını mı istemiştir? Allah kendisinden başkasına da secde etmesini emredemez. Tabi eğer secde namazda ki ritüel anlamdaysa..
●17.78 - Ey Muhammed, güneşin batmaya yöneldiği andan, gece kararıncaya kadar namazı kıl, sabahleyin Kur'an okumayı da ihmal etme. Çünkü sabahleyin okunan Kur'an'ı izleyen (melek)ler vardır.
Meali okursanız güneşin batışından kararmasına kadar namaz kıl deniliyor. Yani bugün 5 dakika kılınan namazların aksine bir süreç olarak belirtiliyor. Bu tür mealler çokça mevcut. Örnegin güneşin doğusundan öğlene kadar ya da batmasına kadar denilen yerlerde saatlerce süre mevcut değil mıdır. Peki neden 5 dk namaz kılıp ayeti uygulamış olarak görünüyorlar.
SALÂT'IN ŞEKİL ŞARTI
- Kuran'da salatın herhangi bir şekil şartı ve şekilsel tarifi yoktur.
AYET: Fakat eğer korkarsanız, o zaman yaya yürürken veya binekte iken. Nihayet emin olduğunuz zaman, siz bilmiyorken size öğrettiği şekilde, artık Allah’ı zikredin. (2:239)
- Salâtın belirlenmiş vakitleri vardır.
AYET: Böylece salatı bitirdiğiniz zaman (KADAYTUMUS SALATE), artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken Allah'ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz zaman, gerektiği gibi salatı yerine getirin (EKİMUS SALATE). Muhakkak ki salat (SALATE), müminlerin üzerine vakitleri belirlenmiş olarak yazılmıştır. (4:103)
Salâtın ön şartı vardır.
AYET: Ey iman edenler olanlar! Sarhoş (SUKARA) iken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünup (taraf) iken, yolcu olmanız hariç, gusül abdesti alıncaya kadar, salata yaklaşmayın (TAKRABÜS SALATE)! Eğer hasta iseniz veya yolculukta iseniz veya sizden biriniz tuvaletten gelmişse veya kadınlara dokunmuş fakat su bulamamışsanız, o takdirde temiz toprağa teyemmüm edin, sonra onu yüzlerinize ve ellerinize mesh edin (sürün). Muhakkak ki Allah, günahları affeden, mağfiret edendir. (4:43)
Ayrıca belirtmek gerekirse kitabın nüzul sırasına göre baktığımızda abdest olarak nitelendiren olgunun salât emrinden daha sonra emredildiği görülmektedir. Ne yani abdest olarak nitelendirdiğiniz temizlik olgunun emredilmediği zamana kadar abdestsiz mi kılındı namaz? Allah unutkan mıdır?
Senin Rabbin unutkan değildir. (Meryem 64)
Salât bünyesinde şekil olarak sayılabilecek tek husus ses tonu ve korku halinde yaya veya binek üzerinde gerçekleştirilebilmesidir.
SALÂTIN İKAMESİ إقام الًصّلوة
Kur’ân’daki, “salât’ın ikâmesi” ile ilgili emir ve haber cümlesi niteliğindeki ifadeler genellikle “namazı doğru kılın, namazlarını dosdoğru kılarlar” şeklinde çevirilegelmiştir. Bizim, sözcüklerin anlamları üzerinden yaptığımız tahlil ise bu çevirilerin, ifadenin anlamını yansıtması bakımından yetersiz kaldığını, hatta yanlış olduğunu göstermektedir.
Görüldüğü gibi ifade إقام[iqâm] ve الصّلوة [es-salât] sözcüklerinden oluşmaktadır. Salât sözcüğünün ne anlama geldiği yukarıda açıklandığı için, burada إقام[iqâm] sözcüğünü tahlil edeceğiz.
ق و م [q-v-m] harflerinden oluşan إقام[iqâm] sözcüğü, “oturmak” fiilinin karşıtı olan qıyâm sözcüğünün if‘âl babından mastarıdır ve lügatlerde bu kalıbın anlamı; “ayağa kaldırmak, dikmek, ayakta tutmak” olarak belirtilmiştir.
Buna göre إقام الصّلوة [iqâmi’s-salât] tamlamasının anlamı da; hiçbir yerde kılmak anlamında kullanılmamaktadır. Şahitliği ikame etmek,teraziyi ikame etmek, benliğini ikame etmek vs. gibi anlamlar Kuran'da geçer.
Kuran meallerinde namaz kıl olarak çevrilen salât kavramı aslında salatı ikame etmek anlamında kullanıldığını ayetlerle görmekteyiz.
KURAN AYRINTILIDIR
Namaz diye şekilsel/ritüel bir ibadet olsaydı, Allah ayrıntılı ve anlaşılır bir şekilde ilahi kitabında bunu açıklardı.!
06:38 Biz kitapta HİÇBİR EKSİK BIRAKMAMIŞIZDIR. Sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar.
11:01 Elif, Lam, Ra. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da AYRINTILI OLARAK AÇIKLANMIŞ bir Kitaptır.
07:03 Rabbinizden SİZE İNDİRİLENE (Kur’an’a) UYUN. O’nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
06:155 İşte bu (Kur’an), bizim indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. BUNA UYUN ve Allah’tan korkun ki size merhamet edilsin.
06:106 Rabbinden SANA VAHYOLUNANA UY. O’ndan başka tanrı yoktur. Müşriklerden yüz çevir.
53:23 Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir. Onlar hakkında ALLAH BİR KANIT İNDİRMEMİŞTİR. Onlar, SADECE SANIYA, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere UYUYORLAR. Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir.
Hadislerdeki namazı izleyenler; miras paylaşımından, inananların kiminle evlenip kiminle evlenemeyeceğine kadar her şeyi anlatan Kur’an’ı eksik bulmakta ve yalanlarla dolu hadislerdeki taşa dönüp kılınan namazı kabul edip Allah’a ortak koşmaktadırlar. Ayrıca:
-Namazın 5 vakit olduğunu düşünüp Kur’an’ın eksiksiz ve ayrıntılı olduğunu söyleyen kişi, Allah’ı bilmeden ya da bilerek YALANCI çıkarmaktadır,
-Zekatın ve salât’ın ayrıntılarının bu detaylı Kitapta olmadığını iddia etmektedir,
- Peygamberin de 6:106’daki verilen hükmü HİÇE SAYARAK, KENDİNE VAHYEDİLMEYEN bir şeyi izlediğini söylemektedir,
-Kur’an’dan başka bir kitaba uyup Allah’a itaatsizlik edip ve alimleri, imamları ve mollaları Allah’a eş tutmaktadır,
- Allah’ın hiçbir kanıt indirmediği şeye yani sanıya uymaktadırlar. Eğer Kur’an’daki salât namaz olsaydı Kur’an’dan bunu kanıtlayabilirdik ama Kur’an’da ne “Allah-u Ekber” e rastlayabilirsiniz, ne ezana, ne rekât kelimesine, ne kaza namazına.
Yazımın sonuna geldik. Sadece Kuran'da namaz olamayacağını irdeleyerek size farklı bir perspektif sunmuş oldum. Bununla beraber namazın kökenine ve tarihine de inmiş olduk. Peki o zaman salât nedir diye bir soru yöneltebilirsiniz. Bu sorunun yanıtını da Allah izin verirse başka bir yazımda izah ederim. Selam.
Yorumlar
Yorum Gönder