Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Cumhuriyet Kuran'ın emridir.

Cumhuriyet; Kur’an-ı Kerim'in emridir. Cumhuriyet Hz. Muhammed’in  mirasıdır. Peki hangi cumhuriyet?... Buna gelmeden önce, Hz.Muhammed'in Kuran'ı Kerim ışığında yönetişim modeli olarak kurduğu cumhuriyet devriminin serüvenine bakalım. Hz. Muhammed, (s.a.v) içinde bulunmuş olduğu toplumun kabileler, aşiretler tarafından yönetilmesini Kur’an’ın; “İş ve yönetim konusunda onlarla da şuraya git/onlara danış/istişare et..” (Al-i İmran, 159) “işleri, yönetimleri aralarında bir şuradır/ aralarında istişare iledir…” (Şura, 38) emri gereğince kaldırarak, kabile aşiret yönetimine son verip şurayı, yani halk meclisini kurmuş ve meclisin kararları doğrultusunda yönetim oluşturmuştur. Ve yine Kur’an’ın “Şu bir gerçek ki, Allah size, emanetleri onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder.”(Nisa-58) buyruğu doğrultusunda, belli aşiret mensuplarına değil, liyâkata değer vermiş ve her işe ırkı, cinsi, rengi ne olursa olsun ehil

Zekat 40'ta 1 değil ihtiyaçtan arta kalanı vermektir.

Ezilenlerden,yoksullardan yana olup, Mekkede ki tefeci bezirgan burjuvazisine, "Lehül mülk(Mülk Allah'ındır)" şiarıyla tezahür eden İslam dini;ekonomik düzene yeni düzenleme getirdiğini hem kitaptan hem de tarihten bilmekteyiz. Müşriklerle yapılan savaşta ganimetlerin nasıl ikame edileceği konusunda şöyle buyrulmuştur. “O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dönüp dolaşan  bir servet haline gelmesin.”(Haşr, 59/7) Mülkün eşitçe paylaşılmasına dair buyrulan ayet; “Yeryüzünde sabit dağlar var etti. Orasını bereketlendirdi. Orada dört mevsim güç/kuvvet kaynaklarını isteyenler/ihtiyaç sahipleri eşit olarak yararlansın diye takdir etti.” (Fussilet; 41/10). Zenginlerle fakirlerin eşitlenmesi adına buyrulan ayet; Rızıkta üstün kılınanlar (zenginler) yanlarındaki (yoksullar) ile eşit hale gelmemek için onlara vermiyorlar. Allah’ın nimetini mi inkar ediyor bunlar? (Nahl; 16/71). Böyle ve daha nice ayetlerle mülk sistemine düzenlemeler getiren Allah'ın kitabı

Yaşadığımız evrenin simülasyon olduğuna dair kanıtlar

Yaşadığımız evrenin simülasyon olduğuna dair bilimsel delil,felsefik ve dini kanıtı sizlere açıklayacağım. İlkin bilimsel deliller; A.) BİLİMSEL DELİLLER 1.) Çift Yarık Deneyi Çift yarık deneyinde elektronlar çift yarıklı bir plakaya gönderilirler.Eğer yarıklardan geçerken gözlemlenirlerse parçacık şeklinde davranıyorlar. Eğer gözlenmezlerse dalga şeklinde davranıyorlar. Bu bilim dünyası için şok edici bir bilgi olmuştur. Yakın zamanda bu konuyu daha iyi anlamak için, bu deney geliştirildi ve bu sefer aynı deneyde elektronlar yarıklardan geçtikten sonra gözlemlendi. Sonuçlar yine çok şaşırtıcıydı. Elektronlar sanki gözleneceklerini biliyormuşlarcasına yarıklardan geçerken parçacık şeklinde davranmışlardır. Tabi bu bir yorum. Bunu farklı şekillerde açıklamakta mümkün ama bazıları tarafından bu, simülasyon bir evrende yaşadığımıza dair delil olarak gösteriliyor. Çünkü fiziki bir dünyada bunun bir açıklamasının olmadığını öne sürüyorlar. Bu mantık bilgisayar simülasyonda ki  GTA v

" Kendini bulmak için önce kaybetmelisin."

Kendimizi bir başka kişi ya da olaya bağlı kıldığımızda, hayatın doğal akışını engellemiş oluruz. Ahengi sağlayabilmenin yolu, gerektiğinde işleri oluruna bırakmaktır. " Kendini bulmak için önce kaybetmelisin." Gerçek güç ve saygıya ulaşmak, ancak kişiliğin aç kısımlarından kurtulmakla mümkün olur. İnsanlara gereksinimiz vardır.Ergin hale gelebilmemiz için sevgiye  ve bunu paylaşmaya ihtiyaç duyarız. Erich Fromm'un dediği gibi"Kişinin yaşamın,mutluluğun,gelişimin ve özgürlüğün zevkine varabilmesi,onun ilgi,saygı,sorumluluk ve akıl ile sevebilme yeteneğine bağlıdır." Şimdi odağımızı değiştirelim,bir ilişkiyi zedeleyen hastalıkları bırakıp,sağlıklı sevginin üzerine yoğunlaşalım. Biz insanlar,evrendeki en gelişmiş canlılarız. Evrimimiz hiç durmaz, hep devam eder. Bu süreçte, birbirimize bir zincirin halkalarıymışız gibi derinden bağlı olduğumuz yönünde bir ruhsal bilinç de gelişir. Her birey, insanlığın bir parçasıdır ve ona katkıda bulunur. Herbirimizin

Liberalizm nedir? Sosyalizmle ve komünizm arasındaki ilişkisi

Liberal kavramı, tarihte ilk defa Adam Smith'in yazmış olduğu "Ulusların Zenginliği" adlı kitapta geçer. Liberal kavramının anlamı tarih boyunca çeşitli değişiklere uğrasa da genel olarak düşünce özgürlüğü,ifade hürriyeti,basın özgürlüğü ve özellikle serbest ticareti savunanları ifade etmek için kullanılmıştır. Bu anlayış,tarih boyunca genel olarak sosyalizm ve muhafazakarlık arasında bir yer tutmuş fakat özellikle komünizme karşı olmuştur. Açıkçası liberalizmi bir iki kesin cümleyle açıklamak zor gözüküyor. Çünkü liberalizm,ahlaki,ideolojik ve sosyal ilişkiler boyutu olan bir siyasal sistemdir. Bu nedenle liberalizmin varlığını birçok farklı alanda görüyoruz.  Liberalizmin felsefi temelleri,17.yy filozofları tarafından atılmıştır. Özellikle bu yüzyılın en önemli  filozoflarından olan John Locke'nın düşünceleri liberalizmin öncü fikirleri olarak kabul edilir. Locke'a göre insanlar devlet olmadığı dönemlerde özgür ve eşit bir şekilde yaşıyorlardı.  Ona göre devl