Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Felsefede intihar ve Sisifos söyleni

 Albert Camus'un Sisifos Söyleni'nde "Saçma, her sokağın dönemecinde, her adamın yüzüne çarpabilir. Sabahleyin kalkmak, tramvaya binmek, büroda ya da fabrikada 4 saat çalışmak, yemek, 4 saat iş, tramvay, yemek, uyku... Bu ve benzeri eylemleri ya da bulaşık dizmek gibi eylemleri sürekli art arda tekrarlarız, tekrarlarız ama bir noktada o sahnenin bütün dekorları yıkılır ve şöyle sorarız: Neden?" (Camus, 1997) diyerek, varoluşun hazin durumu betimler. Bu paragraftan da anlayabileceğiniz gibi muhtemelen Sisifos Söyleni, yaşamın anlamsız oluşuna karşı yaşamaya neden devam etmemiz gerektiği konusunda kaleme alınan en ünlü eserlerden bir tanesi. "Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: intihar. Yaşamın yaşamaya değip değmediğine dair bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir. Gerisi dünyanın üç boyutlu olup olmadığı, düşüncenin 9 mu yoksa 12 ulamı mı bulunduğu sonra gelir. Gerçekten önemli olan tek bir felsefe sorunu vardır. O da intiha

CEHALET MUTLULUK DEĞİL HAZCILIKTIR

 Yaygın bir klişe olan "cehalet mutluluktur." söylemi üzerine artık konuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü her düşünme eylemine yeltenenlerin düşünme sevgisini kıran, bu iğdiş söylem karşısında gelin belki son kez de olsa bu klişe hakkında düşünmemiz gerektiği yargısına varalım. Eğer bu soruşturmadan sonra gerçekten cehaletin mutluluk getirdiği kanısına varacak olursak, pekala bir daha düşünme cesaretinde bulunmanın nahoş olduğu saptamasıyla bizler de artık düşünme cüretinde bulunmayacağız. Cehalet geleneğine uyup mutlu olmanın(!) keyfini sürdüreceğiz. Anlaştık mı? Başlayalım.. Öncelikle yazının sonunda varacağım yargıyı sizlere başta beyan etmek istiyorum: "Cehalet mutluluk değil hazcılıktır." Evet - klişeye karşı klişe- yöntemiyle ifade etmek gerekirse, cehalet mutluluk değil hazcılıktır! Çünkü bu standart klişeler, klişe olmanın yanında ve aklın pratiği karşısında bir slogan gibi dikilmektedir. - Aklın dinamik duyurusu- karşısında nasıl olsa "cehalet mut

Bergson Metafiziğe Giriş

BERGSON'UN METAFİZİĞİNE GİRİŞ Henri Bergson'un "Metafiziğe Giriş" adlı eseri, modern felsefenin önemli dönüm noktalarından birini temsil eder. Bergson, klasik metafizik anlayışına meydan okuyarak, zamanın ve sürecin özü üzerine derin düşüncelere sahip bir filozoftur. Bu kitap, Bergson'un felsefi düşüncesinin temellerini atan eserlerinden biridir ve onun felsefi yöntemini ve bakış açısını anlamak için önemli bir kaynaktır. Şimdi başlıklar halinde kitabın muhtevası haklıda bir değerlendirme oluşturalım.  BİLİM: Bergson, bilimi genellikle mekanik bir dünya görüşüyle ilişkilendirir ve bunun sınırlarını vurgular. Ona göre, bilim, dünyayı anlamak için sadece bir araçtır ve gerçekliğin tamamını kavramak için yetersizdir. Bergson, bilimin nesnel gerçekliği açıklamakta başarılı olduğunu, ancak insanın içsel deneyimlerini ve sübjektif dünyasını açıklamakta yetersiz kaldığını belirtir. Bu nedenle, Bergson'un bakış açısına göre, bilim sadece gerçeğin yüzeyine inebilir ve