Tamam da depremler niye oluyor? Niye başımıza geliyor? Kusursuz olduğunu söylediğimiz Allah hastalığı niye veriyor? Mesela ateistlerin çok kullandığı bir şeydir. İnsan hastalanıyor, gözü bozuluyor, yatağa düşüyor doğru mu? Kusursuz diyorsunuz bunlar oluyor... Şimdi niye öyle bir eleştiri beyan edip kusur olduğunu söylüyorlar? Hastalığın kötü olduğuna inandığı için olabilir mi? İlk olarak hastalıkları ve musibetleri kötü olarak mı tarif edeceğiz? Öncelikle kötülüğü anlayıp daha sonra kötülük problemi üzerinde tefekkür etmemiz elzem olacaktır.
Şimdi biz bir şeyin kusurlu olup olmadığını nasıl anlarız? Mesela ben desem ki; bu bardak buraları süpürmüyor arkadaş. Bu ne kadar kusurlu bir bardak desem saçma olur değil mi? Pekala bir şeyin kusurlu olup olmadığını biz o zaman nasıl anlıyoruz ? Yapılış amacından.. Yani bunun bir amacı vardır. Bu amaç yerine gelmediği zaman biz buna kusurlu deriz. Bardağı buraya süpürmesi için yapan, yapmadığı için bu süpürmüyor ortalığı diye kusurlu diyemeyiz. O zaman insanın da yaratılışını kusurlu olduğunu iddia edilmesi için birilerinin neyi bilmesi lazım önce? İnsanın yaratılış amacını bilmesi lazım. Peki bir ateist için insanın yaratılış amacı var mı?..
Bir şeyin amacını bilmeden o şeyin kusurlu oluşundan bahsetmek anlamsızdır. Önce şeylerin amacını bileceksin daha sonra amacı bildikten sonra o amaç yerine geliyor mu gelmiyor mu ona göre biz kusur isnadı yaparız veya yapmayız. Dolayısıyla musibetlere hastalıklara bu yönden bakacağız.
Cam ile ayna.. Cam normalde yansıtmaz peki ayna niye yansıtır? Arkası siyah olduğu için. Peki ya bu camın arkası karanlık önü parlatıyor tamam da arkası karanlık bunu niye karanlık bu kusur diyebilir misin? Hayır, hatta öndeki parlaklığı sebeb olan arkasının karanlığı. Sanatçının amacı sanatını göstermek. İsimlerinin ve sıfatlarının sende yansıması lazım. Mesela sen açlıkla O'nun Rezzak(rızık veren) ismini tanıdığın gibi.. Açlık diye bir şey olmadığını düşün, yemek yok. Biz Allah'ın Rezzak ismini (rızık veren) nasıl anlayacaktık? Anlayamazdık. Yani aynanın amacı neydi? Işığı yansıtmak. Nasıl yansıtıyordu? Arkasının kararmasıyla ancak yansıtıyordu. Biz açlık karanlığıyla Allah'ın Rezzak ismini üstümüzde yansıtıyoruz. Şafi(şifa veren) ismini hastalık olmazsa bilebilir miydik? Hastalık diye bir şey yok; Allah Şafi'ymiş insan ise Allah'ın Şafi ismini hastalık olmadan nasıl anlayacak? Anlayamaz. Amaç neydi ki? Asıl hastalık olmaması kusur olurdu. Bir bardak nasıl ve ne zaman kusurlu olur? Su içemezsen bardakla amacını yapamazsa işte o zaman kusurlu olur. Ee hayatın amacı Allah'ın isimleri yansıması ve şuurlu varlık olan insanın da bunu anlaması ve tefekkür etmesiyse o zaman Şafi ismini anlayamayacağımız bir format olsaydı; dünyada ki bu hastalıksız bir format olsaydı kusur o zaman olurdu. Yani kusursuz olmasıdır hastalığın olması insanlar Şafi ismini tanıyor. Doğru mu? Dualar ediyoruz ve şifa bulunca Şafi ismi tecelli ediyor.
Açlık diye bir şey olmasaydı Allah'ın Rezzak ismi tecelli edemezdi ve kusur o zaman olurdu. Yani ortaya çıkmıyor isim, göremiyorsun anlamıyorsun. Yaratıcı bizden ne istiyor? Ne neye hizmet ediyor? İnsana her çeşit ihsanını hissettirmek istiyor. Her bir nimetini tanıttırmak istiyor. İnsanı daima şükre sevk etmek istiyor. Elbette sıhhat ve afiyeti verdiği gibi hastalıkları ve dertleri de verecektir. Zıddıyla bilinir var olunur her şey. (Ying Yang)
Konuşma nimetini nasıl anlarız? Kekeme biriyle rastladığımızda yani zıddıyla karşılaştığımızda anlarız. Kekeme biriyle rastlamazsak konuşma nimetini okuyamazdık. İşte bunun için kekemeye kusur diyemeyiz. Çünkü yaradılış gayesine uydu bu iş. Bütün hastalıkları böyle değerlendirmemiz lazım. Musibetler de öyle; deprem olmadığı zamanlarda yeryüzünün sarsılmadığı aylardır aklımıza geliyor mu? Niye? Çünkü bir şey devam etse tesirini kaybediyor. Ama deprem oluyor bir yerde yıkımlar olunca bununla yeryüzünün sarsılmadığı nimetini anlamış oluyoruz. Zıddıyla anlamı kavramış oluyoruz. O yüzden depreme kusurlu diyemeyiz. Bir şey hatırlatıyor bize bir mesaj vermektedir.
Mevlana'nın çok güzel bir iyilik kötülük tanımı var. "Seni Allah'a yakınlaştıran şey iyi uzaklaştıran şey ise kötüdür" diyor. Şimdi ateistlerin söylediğini hatırlayalım. İşte hastalıklar, depremler ve bunlar kötü diye yaratılış amacını kavramadan Allah ya kötü ya bunları durduracak gücü yok diye bir çeşit tenkitler savuruyorlar. (Bu arada ateizme göre evrenin bir amacı yok.) Mevlana'nın tanımına göre bizi Allah'a yakınlaştıran şey işte birinin kekeme olması, depremlerin olması, hastalıkların olması vs. gibi şeyler bizi Allah'a yakınlaştıran ise bunlara kötü diyemeyiz. Bunlar bizi Allah'a yakınlaştırıyor. Uzaklaştırıyorsa kötü diyebiliriz.
Ateistin olmasi da
YanıtlaSil