Ana içeriğe atla

Kızların karmaşık olması

Erkek çocuk, kızdan farklı olarak, ilk sevgi nesnesi anneden ayrılmak zorunda kalmış, "mecburen, istemsizce" özgür kılınmıştır; kız ise bağıntılıdır. Özgürlüğün, şeker gibi şahane bir şey olduğu propagandası yapıldığından tabii ki çoğu insan anlamayacak söylediğim şeyi.

Erkek, anneden(tabiat ana?) "uzaklaştırılır" ve tüm hayatı boyunca o "cennete" dönmek için debelenir.

Kız ise "tabiatın" ta göbeğindedir; eril olanı merak eder ama bu merak, tabiattan ayrılmayı gerektirecektir. Kız, bu karmaşadan tam çıkamaz. Kadınlar bu yüzden "karmaşıktır".

Kız ödipal dönemde nesnesini keskin bir virajla değiştirmek zorunda kalmıyor, çünkü erkek kadar sert bir yasaya tabi değil. Babanın yasası erkek için kıyım vaadediyor. Kızın uymadığı takdirde kaybedeceği bir şey yok. Nesnelerin "anası" zaten cepte.

Kız kendi doğasına da içkin olan dişilik okyanusundan hiçbir zaman atılmak ve mahrum kalmak zorunda değildir. Dolayısıyla hiçbir zaman "ayrılmamıştır".

Kızın zaten "deneyimlemediği" ayrılığı bilmesi namümkün. O yüzden, "repertuarında olmayan" ayrılık anında erkek kadar acı da çekmeyecektir.

Ayrılıklarda tersyüz olan ve saçmalayan erkeklere aşinayız ama kadınlar biraz daha dayanıklılar malum sebepten ötürü. Tabiat ananın koruyucu ve kollayıcı mıntıkasından hiç bir zaman ayrılmadılar kadınlar. Yazdıklarım elbette her tür genellemenin dezavantajını da içeriyor.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sağcılık ve Solculuk nedir arasındaki farklar ve tarihsel kökeni..

Sahi siyasetteki "Sağcı" ve "Solcu" Kavramları Nerden Geliyor? Tarihsel kökeni nedir? Kendini, ‘Ben sağcıyım’ veya ‘solcuyum’ diye nitelendirilen arkadaşlar, şöyle bir toplanın bakalım. Sağcı kimdir, solcu kime denir, hep beraber öğrenelim; Sağcılık ve solculuk kavramlarının kökenini Fransız ihtilaline kadar geri götürebiliriz. Fransız ihtilalinin çalkantılı dönemlerinde 16.Laouis karışıklıkların daha fazla büyümemesi için halkı toplantıya çağırmıştı. Adı her ne kadar halk meclisi olsa toplantıda son söz ve veto hakkı kralın elindeydi. Halk ekmek derdindeyken,kral,soylular ve kilise varolan haklarını koruma ve daha fazlasını elde etme arzusundaydı. Bu mecliste kralın sağındakiler var olan düzeni savunurken,solundaysa halk destekçisi yenilikçiler vardı. Şöyle ki meşrutiyetçiler yani kralın yerinde kalmasını fakat bir meclisle yönetimi paylaşmasını savunanlar sağ tarafta oturuyorlardı. Muhafazakarlardı ve radikal değişim taraftarı değillerdi. Solda ...

Sevgi tüm kötülüklerin kaynağıdır.

B ugüne kadar hayatımıza çocukluktan itibaren tüm kavramsal etik değerleri hiç sorgulamadan, iç İnsanlık tarihi boyunca ihtiyaç duyduğumuz ve mukaddes bir duygu olan sevginin ne kadar elzem bir tutum olduğu inkar edilemez bir gerçekliktir öyle değil mi? Peki sevginin iyilikle ve kötülükle ilişkisi nedir? Sevgi iyi midir kötü müdür? Sevgi kötülüğe dönüşebilir mi? Ne yazık ki evet. Sevdiği bir kadını bir erkek neden öldürür? Para ve güç sevgisi nedeniyle neden zulümler revaçta? Çocuk sevgisiyle ebeveynlerin çocuklarına olan faşizmi hiç de azımsanmayacak değildir. O halde neden? Sevgi tüm insanlığı kapsayan bir durum değil midir? Ne yazık ki pek de kapsayıcı görünmüyor. Çünkü birine ya da birilerine yahut bir gruba, dine, ideolojiye sevgi beslediğiniz vakit onun karşıtı olan her şeyin karşısında olup hatta nefret edersiniz. Sevginin seçim olduğu her halükarda apaçık olup beraberinde karşıtını oluşturduğu ve bununla beraber, bölünmelere yol açtığını ifade edebilir miyiz? Marks’ın sözleri i...

Kuran'da namaz diye bir ritüel yoktur.

Bu yazımda çok hasas ve bir o kadar da birçok inançta var olan "namaz" ritüelinin Kuran'da yeri olup olmadığını açıklamaya çalışacağım. Bu yazının referansı yaşanılan din değil  sadece Allah'ın ayetleri esas alınacaktır. Çünkü öne sürmüş olduğum yargı namazın sadece Kuran'da olup olmadığı ile ilgilidir. Dini ritüel olan namazın kökeni ve tarihçesi nedir? Namaz sadece İslam'a mı özgüdür? Kuran' da namaz var mıdır? Kuran'da namaz mı geçiyor?.. Kalıplaşmış ve binlerce yıllık süregelen olguları değiştirmek ve de onun yanlış olduğunu beyan etmek oldukça güç görünüyor. Güce ve çoğunluğa tapan toplumlarda böyle bir teşebbüste bulunmak, bırak karamaları öldürülmeye kadar bile gider. Ama biz hakikat yolcuları ölümü bile göze alarak ve tırsmayarak doğru bildiğimiz yolda gitme cürettine sahibiz. Aksi takdirde bu günlere( gelişim ve teknolojiye) nasıl gelebilirdik?... Öncellikle Kuran'da namaz kavramı değil  salât geçmektedir. Lakin mealcilerin çoğu  sa...