Bu "çip taktılar" meselesi bir ölçüde sınıfın "kendinde bilincinin" sezgisel ifadesiyken bir ölçüde de, bunu ifade edenler farkında olmasa da, Foucaultcu tezler aslında.
Biyoiktidar, tahakküm, gözetim toplumu tezlerini yeniden üretiyorlar. Oysa kapitalizm böyle işlemez.
Evet, devlet, egemen sınıfın baskı aygıtıdır ama bunu sürekli kılabilmek için sermaye sınıfı ideolojik aygıtlarını rıza uretimi için kullanır. Başka türlü salt baskı aygıtı olarak egemenliğini sürdürmesi zordur. O yüzden ideolojik mücadele daha ön plandadır.
Baskı aygıt görünümü bir ölçüde çıplaktır. İdeolojik boyut ise kolayca anlaşılamaz. Edebiyat dünyasından örnek verirsek, zaten, Orwell'ın 1984 romanı anti komünist olması yanında, "gözetim toplumu" geyiğini sürdürdüğü için bu kadar ön plana çıkarılıyor. Cesur Yeni Dünya ise ideolojinin gücünü ön plana çıkardığı için daha gerilerde.
Velhasıl, "çip taktılar" meselesini daha çok sağcılar kullanıyor ve aslında Foucaultcu tezlerin sağa yaşadığının ve sağ argümanlarla ilişkili olduğunun bir göstergesi. Ha su da var; kapitalizmde komplolar olmaz mı? Bal gibi olur. Daha doğrusu sermaye sınıfı komplo planları yapar, gerçekleşir gerçekleşmez, o ayrı. Suriye'deki veya dünyanın başka yerlerindeki emperyalist müdahale girişimlerini teşhir etmek liberaller tarafından komploculuk olarak suçlanmıştı.
Komploculuğun, sermayenin her planının tamamen gerçekleştirebildiği anlayışı olduğu için yanlıştır ama ulusal, uluslararası sermaye sınıfının planları, programları olduğu da bir gerçektir.
Yorumlar
Yorum Gönder