"Kendinizi adar ve kararlılıkla hareket ederseniz, istediğiniz her şeyin olmasını sağlayabilirsiniz.'' Günümüzün üçte birini uykuda geçirmemiz haricinde neler yapıyoruz? Hayatımızı devam ettirebilmek için işe gitmelerimiz, zorunlu eğitimlerimiz, alışverişlerimiz, eğlencelerimiz... Elbette hepsinin hayatımızda yeri var, beynimizin de ihtiyacı. Ancak beynimizin ihtiyacı olarak nitelendirdiğimiz bir şeyi atlıyoruz. ''Bilinçli Öğrenme''. Bu öğrenme stili ''Bilinçdışı'' öğrenmeye kıyasla bir tık zor ve yavaş olduğundan olsagerek hepimiz zaman zaman ''Bilinçli Öğrenme''den kaçıyoruz. Asıl sorumuzsa şu''Neden kaçıyoruz?'' Bir sınava hazırlanırken öğrenmek zorunda olduğumuz bilgileri gözümüzde büyütür, başaramayacağım korkusuna düşerek beynimizi zaten hamlığa alıştırmaya yatkınız. Öğrenmek dışında bambaşka yollara başvurarak yüksek not almaya çalışırız. Ama ben çalışıyorum yine de hiçbir şey bilmiyormuş...
Felsefenin Usturaları ve İlkeleri: Yaşamı Anlamlandıran Keskin Araçlar Felsefe, evreni, yaşamı ve insanın varoluşunu anlamaya yönelik çabaların bilimidir. Bu süreçte, düşünceleri derinlemesine incelemek ve karmaşık sorunları çözmek için geliştirilmiş bazı prensipler ve "usturalar" rehberlik eder. Bu kavramlar, yalnızca felsefi tartışmalarda değil, aynı zamanda günlük yaşamın pratik meselelerinde de uygulanabilir. Gelin, bu usturaları ve ilkeleri daha yakından tanıyalım ve onların zihinsel bir pusula olarak nasıl kullanılabileceğini inceleyelim. 1. Giriş: Usturaların Amacı ve Önemi Felsefi usturalar, düşüncenin gereksiz karmaşıklıklardan arındırılmasını ve olayların daha net bir şekilde anlaşılmasını sağlar. "Ustura" kelimesi burada, fazla olanı kesip atma metaforu olarak kullanılır. Ockham'ın Usturası’ndan Einstein'ın Usturası’na kadar uzanan bu prensipler, yalnızca teorik düşünceyi değil, hayatın her alanını daha anlaşılır hale getirir. Ancak bu prensipleri...