Ana içeriğe atla

Mutluluğun reçetesi: "Bilinçaltınızın gücüyle kaderinizi değiştirip mutlu olabilirsiniz".

YANITLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Neden bir insan üzgünken diğeri mutludur? Neden bir insan zenginliğin

sefasını sürerken diğeri yoksul ve hüzünlüdür? Neden

bir insan korkak ve endişeliyken diğeri inanç ve güven doludur?

Neden bir insanın güzel, lüks bir evi varken diğeri derme çatma

bir yerde yaşamak zorundadır?

Neden bir insan tam bir başarı örneğiyken diğeri sefil haldedir?

Neden bir konuşmacı ilgi çekici ve son derece popülerken,

diğeri sıradan ve sönüktür? Neden bir insan işinde ya da mesleğinde

bir dehayken diğeri hayatı boyunca hiçbir şey yapmadan

ya da başarmadan düşe kalka yürümeye çalışır?

Neden bir insan amansız olduğu söylenen bir hastalıktan

kurtulurken diğeri iyileşemez? Neden bu kadar fazla hoşgörülü

ve ahlaklı insan zihnindeki ve bedenindeki olumsuzlukların

acısını çekiyor? Neden ahlaksız pek çok kişi başarılı, zengin ve

sağlıklı olup bunun keyfini çıkarıyor? Neden bir insan mutlu bir

evlilik sürerken diğeri evliliğinde mutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşıyor?

Bu soruların yanıtı, bilinç ve bilinçaltınızın işleyişinde gizli olabilir mi?

Kesinlikle evet.

Adından da anlaşılacağı gibi, Bilinçaltı aklımızdaki tüm bilgi parçalarını saklar ve işler, ancak onların farkında olmayabiliriz. Bilinçaltı zihnin sahip olduğu büyük miktarda bilgi nedeniyle nasıl çalıştığını bilmek gerçekten heyecan verici. Ayrıca beyninin bu kısmı hayatınızda harikalar yaratabilir; Nasıl yapılacağını öğren.

 Hayatımızı Bilinçaltımız Yönetiyor

Pek çok kişinin karşılaştığı bir sözcük bilinçaltı. Yaşamımız boyunca durmaksızın işleyişini sürdüren bir süper güç. Kalbimizin ritmik atışı, sindirim sistemimizin düzgün bir şekilde çalışması, hatta hatta uykuda bile düzgün nefes almamızı sağlayan da bilinçaltımızdır. Bu kadar işi bilinçli olarak, düzgün bir şekilde yapamazdık herhalde. Örneğin, panik anında tüm dikkatimizi oraya çeken bir durum yaşandığında, belki nefes almayı unutacaktık. Ama neyse ki tüm bu işleri ve daha fazlasını bilinçaltımız bizim yerimize yapıyor. Biz deneyime odaklandığımızda, hatta deneyimi yaşarken tüm dikkatimizi ona verebiliyoruz. Çünkü diğer tarafta tüm işlerimizi bilinçaltımız hallediyor ve Hayatımızı bilinçaltımız yönetiyor.

Bilinçaltı Kararları ve Bilinçli Kararlar

Bilinçaltı ve bilinçlilik durumunu kıyasladığımızda, yüksek bir farkla bilinçaltının güçlü olduğunu görüyoruz. Hayatımızın %96’sını bilinçaltımız, %4’ünü ise bilinçli verilen kararlarla yönetiriz. Bu sebeptendir ki, ilk başlarda bilinçli olarak hayatlarına pozitif yön vermek isteyenlerin aldıkları karara rağmen, eski aldıkları değişmesini istediği kararlar doğrultusunda yaşamaya devam ederler. Bu o insanların başarısızlıklarını göstermez, sadece yeni alınan kararlar henüz bilinçaltımıza işlemediği için bilinçaltımızdaki eski kayıtlar yaşamı şekillendirmeye devam eder. Yani geminin kaptanı bilinçaltımızdır.

Bilinçaltımız çocukluktan başlayarak aldığımız kararlar ve deneyimler sonucunda kayıt oluşturan, bu kayıtları da tekrar eden bir kayıtcihazı gibidir (Hem kaydetme, hemde oluşturulan kaydı oynatma gücüne sahip bir kayıt cihazı). Bu kayıt cihazımızın (bilinçaltımızın) oynatma tuşuna bastığımızda (play), sadece içerisine kaydedilen bilgiler oynatılır. Biz yeni bir karar aldığımızda ve kayıt cihazının (play) oynatma tuşuna bastığımızda, o kaydını oynatırken bizim aldığımız yeni kararları kaydetmeyecektir. Çünkü kayıt cihazımızın (bilinçaltının) kaydet tuşuna basmadığımız sürece, ne söylersek söyleyelim, ne kararlar alırsak alalım yada bağıra çağıra haykıralım kayıt işlemi olmayacaktır.

Bilinçaltı: Zihin Nasıl Çalışır Heyecan Verici Analizler

İnsanlar genellikle hayatlarında bol şans, sıkı çalışma, azim, irade gibi etkenleri her ne kadar kabul etmiş olsa da.

Bildiğiniz gibi hayatın koşullarını da değiştiren bilinçaltı zihnidir. Çoğu zaman, hissettiğimiz ruh halleri bilinçaltı zihinlerimiz tarafından şekillendirilir. Aynı şekilde kişilik gelişimi, kişisel ve mesleki gelişim de bilinçaltı zihni tarafından belli bir ölçüde belirlenir.

En İyi Ne Zaman Çalışır?

Bilinçaltı zihin, dışardan uyarı almadığımızda en iyi şekilde çalışır; örneğin uyurken.

Aynı şekilde, bilinçaltı zihin basit işleri ve kolay giden görevleri yerine getirdiğimiz zamanlarda daha iyi çalışır.

Bu tür görevlere örnek olarak araba kullanmak, banyo yapmak ve televizyon izlemek dahildir. Bu aktiviteler sırasında dikkat dağınıklığı olmasına rağmen, bilinçaltı zihni hala düzgün bir şekilde işlev görmektedir.

Kendi deneyimlerini hatırlayabilirsin. Eğer o an hiçbir şey düşünmüyorsanız, zekice düşünülmüş fikirlerin aklınızda olmasının çok çeşitli örnekleri olacaktır. Bilinçaltı zihni kesinlikle beynin aktif ve akıllı bir parçasıdır. Bu nedenle, hayatı daha mutlu ve refah içinde yaşayabilmemiz için birden çok hedefte kullanabilirsiniz.



Mantıksal Daydreaming Veya Hipnotizma

Bilinçaltı zihninin işleyişini hayal kurma ya da hipnotizma ile ilişkilendirmek yanlış olmayacaktır. Bazen, bilişsel süreçlere ve hayal gücüne çok fazla katılıyorsunuz. Otomobil kullanma sırasında eksik yol dönerken veya Yemek pişirme sırasında yanlış malzemeler eklerken, bu konuda yaygın örnekler vardır.

Bu aslında bilinçaltı zihninin yükü aldığı ve bilinçli zihninizin bir süre çalışmayı bıraktığı zamandır. Hipnotize edilmiş hissediyorsunuz ama hala ahlaki değerlerinize göre davranıyorsunuz. Zihniniz bilgiyi hızla işler ve derin hayallere gömülür. Bu, bilinçaltı zihnin nasıl çalıştığının en iyi yönlerinden biridir, çünkü burada bunu yapıcı olarak kullanabilirsiniz.

Hayatını Değiştirebilirsin

Gerçekler ve gerçek yaşam deneyimleri, bilinçaltı zihninizi etkili bir şekilde kullanırsanız, motivasyonunuzu, gücünüzü ve duygusal zekanızı büyük ölçüde etkileyebileceğinizi gösterir. Sonuç olarak, sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilirsiniz. Bilinçaltı zihin çalışmalarını nasıl etik bir şekilde yapabildiğinizi öğrenmek için okumaya devam edin.

Bilinçaltı istekleri yapın:

Her gece yattığınız zaman, bilinçaltı zihninize istekte bulunun. Kişisel yaşamınız veya profesyonel kariyerinizle ilgili herhangi bir şey olabilir. Örneğin, günlük egzersiz, yılın sonunda yeni bir ürün ya da kendiniz için bir spor araba talep edebilirsiniz.

İstenen senaryoda kendinizi görselleştirin:
İsteklerinizi bir kez verdikten sonra, her gece uykudan önce her defasında kendinize verilen senaryoda hayal etmeniz gerekir. Hayal gücünüz gerçeğe dönüşene kadar pratik yapmaya devam edin. Örneğin, sabahın erken saatlerinde spor salonunda kendinizi hayal edin, pazarlama planı ve yaratıcı medya stratejileri planlayın ya da favori lüks spor arabanızı sürün.

Zevklere dalın:
Hayal ettiğinizde, hayal gücünüz gerçeğe dönüştüğünde elde edeceğiniz zevk ve memnuniyeti de düşünün. Bu, motive olmak ve eyleme geçmek için en iyi bölümdür. Sonuç olarak, hedeflerinize ulaşmak için çaba göstermeye başlayacaksınız. Bir şeyler yapmak için bilinçaltı zihninizin yeteneklerine ve kaynaklarına güvenin.

Bilinçaltı Değişimi Sevmez,
Neden sevmez? Çünkü bilinçaltı tutarlı olmayı sever, tutarsızlık en nefret ettiği şeylerden birisidir.

‘İnsan kişiliğindeki en büyük güç, kendi tutarlılığını koruma ihtiyacıdır.‘ Anthony Robbins

Peki neden tutarlılık onun için bu kadar önemli? Bilinçaltına gelen her düşünce onun için bir tohumdur ve bu tohumu büyütmek için kendisine benzer düşüncelerden güç alır.

Para kötüdür sözü bilinçaltınıza kaydolmuşsa, bilinçaltınız bunu beslemek için hep ‘para kötüdür’ ile ilgili kanıtlar arayacaktır. ‘Fakir ama gururluyum’, ‘malım mülküm olacağına huzurum olsun’, ‘para elinin kiridir’ gibi sözler üretecek ve bunlardan güç alacaktır.

Bilinçaltı için iyi ya da kötü yoktur, o sadece tekrarlanan düşünceleri doğru kabul edip, onlar için kanıtlar arar.

Soru: Bilinçaltı için yıllardır inandığı bir şeyi değiştirmek zor mudur?

Cevap: Pek kolay değildir. Göçebe bir hayat yaşadığınızı düşünelim, bir yer buldunuz ve oraya yerleştiniz. İlk önce uzun süren emekler sonucunda bir ev yaptınız, sonra bahçeye domatesler, biberler çeşitli sebzeler ektiniz artık kurulu bir düzeniniz oluştu, her şeyi  bu düzene göre ayarladınız. Sonra aniden birisi geldi ve ‘Gidiyoruz, başka bir yerde ev kuracağız’ dedi, ne düşünürsünüz, ilk önce isyan edersiniz değil mi?

İşte bilinçaltı yıllardır koruduğu bir inancı veya düşünceyi, bir çok eylem ve duygu ile bağlantılandırır. Ona göre bu onun hayatta kalması için gerekli bir inaç veya düşüncedir, bu yüzden değişme zamanı geldiğinde buna çok direnir.

Soru: Peki Bilinçaltının bu direncini nasıl kıracağız.

Cevap: Bilinçaltı yavaş ve süreklilk arzeden bir değişime daha az direnir. Hayatımdan bugün alkolü atacağım dediğinde isyan çıkarır ama her gün yarım bardak azaltacağım dediğinde (iradeli olmak kaydıyla) buna ilki kadar direnmez, çünkü çoğu zaman bunun farkında olmaz. (Sigarada durum bu şekilde işlemez, nedenini daha sonra anlatacağım.)

Biz insanlar yavaş değişimlerin farkında pek olmayız. Çocuğumuzun büyüdüğünü, göbeğimizin çıktığını, yavaş yavaş yaşlanmaya başladığımızı farketmeyiz çünkü bu çok yavaş olur.

Bilinçaltımızın programlayabildiğimiz zaman hayatımızda istediğimizin şeylerin olmasını sağlar.

Bilinçaltı tam anlamı ile bildirmek gerekirse bir kayıt kasetidir ve sizin algıladığınız her şeyi kaydeder mesela kasetler sadece iki duyumuzu kaydeder ama bilinçaltı beş duyumuzu hatta altıncı ve diğer duyularımızı da istesekte istemesekte fark etmeden kaydeder.

Bu işleyiş tam olarak şöyledir. insan üst bilinç ile odaklandığı şeyleri fark eder fakat bilinçaltı herşeyi fark eder bu aynı bir kameranın sorgusuz sualsiz herşeyi kaydetmesi gibidir. Aslında bizim gözümüzde mükemmel bir kameradır saniyede yaklaşık 17 kare fotoğraf çekerek hayatımızı yaşamamızı sağlar. Ama bizim üst bilincimiz sürekli bir şeylere odaklanmamızı sağlar bunun sebebi ise bilinçaltında olan eski konularla yeni konuların etiketlenmesidir ve bundan dolayı hiçbir zaman bilinçaltımızın algıladığı gibi hissettiklerimizi, gördüklerimizi tarafsız saf gözle bakamayız.

Bilinçaltı teknikleri;

1.) Bilinçaltınızda her sorunun cevabı vardır.

Uykuya dalmadan önce bilinçaltına “sabah altıda kalkacağım.” emrini verirseniz sizi tam saatinde uyandıracaktır. Biyolojik saatimiz olduğu için bilinçaltı zamanı gelince sizi birşeyleri bahane ederek bir şekilde uyandıracaktır.

2.)Her gece yatarken kendi kendinize söylediğiniz olumlu ifadeler sağlığınızın kusursuz olması yönünde olsun; bilinçaltınız buyruğunuzu yerine getirecektir.

Bilinçaltınına en kolay emir verme ve onun bu emirleri kabul etmesinin bir tek yolu vardır ve buda ona yakın olmaktır. Ona yakın olma yolu ise frekansımızın düşük olmasıdır buda bilinçaltımızın açık olduğu andır ve herşeyi kabullenir. İnsanın frekansının düştüğü anlardan biri ise uykuya girmeden önceki haldir çünkü uyku hali bilinçaltı halidir ve açıktır çoğu şeyi kolaylıkla kabul eder.

3.)Bir kitap ya da harika bir tiyatro eseri yazmak, fevkalâde bir konuşma yapmak istiyorsanız, bu fikri sevgiyle hissederek bilinçaltınıza iletin; o da size istediğiniz karşılığı verecektir. Bilinçaltımızda herşey kayıtlı olduğu için eserinizin olması için iyi bir veri tabanıdır.

4.) Asla “bunu yapamam” ya da “şunun olması imkânsız” gibi sözler söylemeyin. bilinçaltınız bunu yalın anlamlarıyla alacak ve bu düşüncelerden dolayı yapmak istediğiniz şey için yeteneğiniz olmadığını kabul edecektir.

Bilinçaltı sürekli tekrarlanan düşünceleri hayatımızdaki kayıtlanmış herşeyle ilişkilendirir ve artık herşeyde o hali yaşamaya başlamış oluruz

5.)Size zarar verecek ya da canınızı yakacak şeyler düşünmeyin. çünkü neye inanırsanız onunla karşılaşacaksınız

6.) En doğru şekilde düşünüp hissetmeye başlarsanız huzurlu bir zihne sahip olmanız kaçınılmaz olur. Bilinçaltınız, zihninizden geçirip doğru olduğunu iddia ettiğiniz her şeyi kabul edecek ve size bunu yaşatacaktır.

7.) Bilinciniz kapıdaki bekçidir. En önemli işlevi bilinçaltını, yanlış izlenimlerden korumaktır. iyi şeylerin olabileceğini ve şu anda olmakta olduğunu düşünmeyi her zaman tercih edin.

Bilinçaltı kaydını şimdiki zamanı baz alarak yaptığı için istediğimiz herşeyi şimdiki zamanda düşünmeyiz. ruhsal bilinç yazıma bakabilirsiniz.


  1. 8.) Bilinçaltı ile neler yapılabildiğine bir bakalım. Hipnoterapistler bilnçaltına inerek verilen emirleri kabul ettirirler ve ne kadar çarpıcı şeyler yaptıklarına inanamassınız. Bir kişiye hipnoz edildikten sonra koluna kızgın demir değdirileceği telkini yapılmaktadır fakat değdirilmeyecektir ve sadece kalemin ucu değdirilir fakat bilinçaltı onu olmuş kabul eder ve aynı etkiyi vücudun hissetmesini sağlar. Bir başka olayda ise hipnoz edilen kişi gökdelen merdivenlerini tırmandığı telkinini alıyor ve uzandığı haldı kalp atışları artıyor terliyor ve soluk soluğa kalıyor.


DÜŞÜNCELERİNİZİ DEĞİŞTİRİRSENİZ, KADERİNİZİ DE DEĞİŞTİRİRSİNİZ…

ETKİ düşünceniz, TEPKİ ise bilinçaltınızın verdiği karşılıktır.

Bütün dilekleriniz gerçekleşecek diye bir kural yoktur. Herkes bunu bilir. Şüpheci kişiler, bunu duaların işe yaramadığına dair bir kanıt olarak yorumlarlar. Ancak göz ardı ettikleri bir nokta vardır:

Dileklerinizin karşılık bulabilmesi için bilimsel temeli net bir biçimde anlaşılarak etkin kullanılması gerekir. Ancak bundan sonra belirli bir isteğin neden etkin olmadığını anlayabilir ve onu daha etkin kılmak için pratik bir yöntem bulabiliriz.

Peki dileklerinizin istediğiniz gibi karşılık bulmadığını fark ederseniz, ne olur o zaman? İlk yapmanız gereken şey, böyle bir başarısızlığın temel nedenlerini anlamak olmalıdır. Bu nedenler güven eksikliği ve çok fazla çabadır. Birçok kişi, bilinçaltının işleyişini tam olarak anlayamaz ve dileklerinin gerçekleşmesine mani olur. Zihninizin nasıl çalıştığını bildiğinizde, büyük ölçüde güven kazanırsınız.

Unutmayın, bilinçaltınız ne zaman bir fikri kabul etse, hemen bunu uygulamaya başlar. Bunun için bütün önemli kaynaklarını ve potansiyellerini  kullanır. Derin zihninizin bütün zihinsel ve spiritüel yasalarını harekete geçirir. Bu yasa iyi fikirler için geçerlidir, ancak kötü fikirler içinde geçerlidir. Sonuç olarak, eğer bilinçaltınızı olumsuz biçimde kullanırsanız, bu soruna, başarısızlığa ve karışıklığa neden olur. Yapıcı biçimde kullanırsanız  kılavuzluk, özgürlük ve zihinsel huzur getirecektir.

Düşünceleriniz olumlu, yapıcı ve sevgi dolu olduğunda, doğru cevabı almanız kaçınılmazdır. Bu nedenle başarısızlığın, üstesinden gelmek için yapmanız gereken tek şey, bilinçaltınızın fikrinizi ya da isteğinizi kabul etmesini sağlamaktır. Siz bunun gerçekliğini kabul edin, zihninizin yasası gerisini halledecektir. İsteğinizi inançla, güvenle ve şüphesiz devredin; bilinçaltınız bu görevi devralacak ve size cevap verecektir.

Ne zaman bilinçaltınızı sizin için birşey yapmaya zorlamak isterseniz, başarısız olursunuz. İstediğiniz sonuçlar yaklaşmak yerine uzaklaşır. Bilinçaltınız zihinsel bir zorlamaya tepki vermez. İnancınıza ya da bilincinizin kabulüne tepki verir.

Sonuç elde etme konusundaki başarısızlığınız şu ifadelerden de kaynaklanabilir:

Herşey kötüye gidiyor

Asla karşılık alamayacağım

Çıkış yolu göremiyorum

Durum umutsuz

Ne yapacağımı bilmiyorum

Karmakarışık oldum

Bu tür ifadeler kullandığınızda, bilinçaltınız size karşılık vermez ve sizinle işbirliği yapmaz. Sürekli yerinde sayan bir asker gibi, ne ileri ne de geri gidersiniz. Başka bir deyişle, hiçbir yere gidemezsiniz.

Bir taksiye bindiğinizi ve taksiye bir sürü farklı yön söylediğinizi düşünün. Taksicinin kafası karmakarış olurdu herhalde, hatta sizi hiçbir yere götürmek istemeyebilirdi. Talimatlarınıza uymaya çalışsa da, bunu yapamayabilirdi. Sonunda kendinizi hiç kimsenin aklına gelmeyen bir yerde bulabilirdiniz.

Bilinçaltınızın müthiş güçleri ile çalışırken de aynı şey geçerlidir. Kafanızda net bir fikir olmalıdır. Bir çıkış yolu olduğuna, bir çözümün bulunacağına inanmalısınız. Yanlızca bilinçaltınızdaki Sınırsız Zeka cevabı bilir. Bilincinizdeki net karara vardığınızda, aklınızı başınıza toplarsınız ve neye inanırsanız onu yaşarsınız.

Bilinçaltınız usta, herşeyi bilen bir tamirci. Vücudunuzdaki her organın nasıl çalıştığını ve nasıl iyileştirileceğini bilir. Sağlık komutu verirseniz, bilinçaltınız bunu yerine getirecektir. Burada anahtar, gevşemedir. “Rahatlık işi çözer”.

Ayrıntılara ve sıkıntılara saplanıp kalmayın. Sonucun ne olacağını bilin. İster sağlıkla, ister parayla, ister ilişkilerle ilgili olsun, sorunun çözümünün mutluluğunu hissedin. Ciddi bir hastalıktan kurtulduktan sonra ne hissettiğinizi hatırlayın. Hislerinizin, bilinçaltının faaliyetinin mihenk taşı olduğunu unutmayın. Yeni fikrinizin sonuçlarını hissetmeli, bunu gelecekte hayata geçecek değil, şu anda hayata geçmekte olan birşey gibi görmelisiniz.

İRADE GÜCÜNÜ DEĞİL, HAYAL GÜCÜNÜ KULLANIN

Bilinçaltının güçlerini kullanmak, bir engeli itmeye çalışmaya benzemez. Daha çok çalışmak daha iyi sonuçlar doğurmaz. İrade gücünü kullanmayın. Bunun yerine, sonu ve bunun yaratacağı özgürlük halini gözünüzde canlandırın. Zekanızın araya girmeye, sorunu çözmek için yollar bulmaya ve bu yolları bilinçaltınıza empoze etmeye çalışacağını göreceksiniz.

Buna direnç gösterin. Entelektüel sorun çözme becerilerinizi bir kenara bırakın. Basit, çocuksu, mucizeler yaratan bir inancı korumaya çalışın. Gözünüzde, bu rahatsızlıktan ya da sorundan kurtulmuş halinizi canlandırın. Peşinde olduğunuz özgürlük durumunun duygusal hazzını hayal edin. Her türlü bürokrasiyi süreçten çıkartın. En iyi yol, basit yoldur.

DİSİPLİNLİ BİR İMGELEME NASIL HARİKALAR YARATIR?

Bilinçaltından karşılık almanın en iyi yolllarından biri disiplinli ya da bilimsel hayal gücüdür. Bilinçaltı vücudun mimarı ve inşaatçısıdır. Bütün hayati fonksiyonlarınızı kontrol eder.

İnanmak, birşeyi doğru kabul etmek, o varmış gibi yaşamaktır. Bu ruh halini koruduğunuz sürece, dileklerinizin gerçekleşeceğine tanık olmanın keyfini yaşarsınız. Bir dileğin gerçekleşmesi için 3 aşamaya ihtiyaç vardır:

Sorunu fark etmek ya da kabul etmek

Sorunu, en iyi çözümü ya da çıkış yolunu bilen bilinçaltına devretmek

Gerçekleştiğine derinden inanarak huzur bulmak

Kuşkular ve tereddütler dileğinizin gerçekleşmesini engeller. Kendi kendinize, “keşke iyileşebilseydim” ya da “umarım işe yarar” demeyin. Yapılacak iş hakkındaki duygunuz, gidişatı belirler. Uyum sizindir. Sağlığında sizin olacağını bilin.

Bilinçaltının sınırsız iyileştirici gücü için araç olarak etkin hale gelebilirsiniz. Sağlık fikrini tam bir inançla bilinçaltınıza devredin; sonra gevşeyin. Kendinizi onun gücüne bırakın. Duruma ve koşullara, “bu da geçecek” deyin. Gevşeme ve inanç yoluyla, bilinçaltınızı aşılayın. Bu fikrin altındaki kinetik enerjinin devreye girmesini ve fikri hayata geçirmesini sağlayacaktır.

ZORLAMA TERS ETKİ YAPAR

Emile Coue konferansları sayesinde ABD’de pek çok hayran ve takipçi kazanan önemli bir psikologdur. En önemli görüşlerinden biri şudur:

Arzularınızla hayal gücünüz çatıştığında, kazanan kaçınılmaz olarak hayal gücünüz olur.

Buna ters etki yasası adını veriyordu.

Yerde duran dar bir tahtanın üzerinde yürümeniz gerektiğini düşünün. Bunu hiç kuşkusuz kolayca yaparsınız. Bir de aynı tahtanın yerden beş metre yukarıda ve iki duvar arasına asılmış olduğunu düşünün. Üzerinde yürür müsünüz?  Yürüyebilir miydiniz?

Herhalde hayır. Tahta boyunca yürüme arzunuz, hayal gücünüzle çatışırdı. Tahtanın üzerinde yalpaladığınızı ve baş aşağı düştüğünüzü hayal ederdiniz. Yürümeyi çok isterdiniz, ama düşme korkunuz size engel olurdu. Hayal gücünüzün üstesinden gelmek ve bunu bastırmak için çaba sarf ettikçe, düşme fikri daha güçlü hale gelirdi.

“Başarısızlığımın üstesinden gelmek için irade gücümü kullanacağım” düşüncesi, başarısızlık düşüncesini güçlendirir. Zihinsel çaba, istenen şeyin tersini yaratarak kişinin kendi yenilgisine neden olur. İrade gücünü arttırmak üzerinde yoğunlaşmak, güçsüzlük durumunu vurgulamaktadır. Bu yeşil bir hipopotamı düşünmemek için elinizden gelen herşeyi yapmaya karar vermeniz gibidir. Karar, yeşil hipo fikrini zihninde baskın hale getirir; bilinçaltı baskın fikre her zaman daha fazla tepki verir. Bilinçaltınız, çelişen iki önermeden daha güçlü olanı kabul edecektir.

Kendinizi şunları düşünürken bulabilirsiniz:

İyileşmek istiyorum. Neden iyileşemiyorum?

Çok uğraşıyorum, neden sonuç alamıyorum?

Kendimi daha fazla zorlamalıyım

Sahip olduğum bütün irade gücünü kullanmalıyım.

Hatanızın nerede olduğunu görmelisiniz. Çok fazla uğraşıyorsunuz! İrade gücünüzü kullanarak bilinçaltınızı fikrinizi kabul etmeye zorlamayın. Bu tür girişimler sizi başarızlığa mahkum eder. Bu durumda dilekleriniz ters tepebilir. Çaba sarf etmediğiniz bir yol daha iyidir.

Daha önce başınıza böyle birşey geldi mi? Bir sınava girmek zorundasınız. Ders çalışarak ve konuları gözden geçirerek çok zaman harcadınız. Herşeyi çok iyi bildiğinizi hissediyorsunuz. Ancak boş sınav kağıdıyla yüz yüze geldiğinizde, zihninizin daha boş olduğunu fark ediyorsunuz. Bütün bildikleriniz kafanızdan uçup gitmiş. Aklınıza konuyla ilgili tek birşey gelmiyor. Dişlerinizi sıkıyor, iradenizin tüm gücünü topluyorsunuz; ama siz çaba sarf ettikçe, bilgiler daha da uzaklaşıyor sanki.

Hayal kırıklığına uğramış bir halde sınav salonundan çıkıyorsunuz. Zihinsel baskı sona eriyor. Birkaç dakika önce umutsuzca bulmaya çalıştığınız cevaplar birden zihninize hücum ediyor. Kendinize konuları bildiğinizi söylemiştiniz, biliyordunuz da; ama ihtiyaç duyduğunuz anda değil. Hatanız, kendinizi hatırlamaya zorlamanızdı. Aksi etki yasası gereği bu sizi başarıya değil, başarısızlığa sürükledi. Dualarınızın tersiyle karşılaştınız.

ARZULARIN HAYAL GÜCÜYLE ÇATIŞMASI NASIL ÖNLENİR

Zihinsel güç ya da irade gücü kullanmak, karşıtlığın olacağını varsaymaktır. Ancak karşıtlığı hayal etme eylemi, karşıtlığı yaratır. Eğer dikkatinizi arzunuza kavuşmanızı önleyen engeller üzerinde yoğunlaştırırsanız, bu arzuya kavuşmanızı sağlayacak unsurlar üzerinde yoğunlaşması mümkün olmaz.

Herhangi bir fikir, arzu ya da zihinsel imge konusunda bilinç ve bilinçaltınız uyum içinde ya da anlaşma halinde olmalıdır. Zihninizin farklı bölümleri arasında çatışma kalmadığında, dileklerinizin karşılaştığını görürsünüz. Siz ve duygularınız, düşünceniz ve duygunuz, fikriniz ve duygunuz, arzunuz ve hayal gücünüz arasında da anlaşma olmalıdır.

Bütün çabayı minimuma indiren, uyku haline geçerek, arzularınızla hayal gücünüz arasındaki bütün çatışmalardan kaçınabilirsiniz. Uyku halindeyken, bilinç büyük ölçüde geri çekilir. Bilinçaltınızı aşılamak için en uygun zaman, uykudan hemen öncesi ve sonrasıdır. Bunun nedeni bilinçaltının en üst düzeyde performansını uykudan hemen önce ve uyandıktan hemen sonra gerçekleştirmesidir. Bu aşamada arzularınızı etkisiz hale getiren ve bilinçaltı tarafından kabulünü engelleyen olumsuz düşünce ve imgeler kendini göstermemektedir. Yerine gelen arzunun gerçekliğini hayal ettiğinizde ve başarının heyecanını hissettiğinizde, bilinçaltınız arzunuzun hayata geçmesini sağlar.

Pek çok kişi ikilemlerinive sorunlarını, kontrollü, yönlendirilmiş ve disiplinli hayal gücü sayesinde çözer. Doğru olduğunu hayal ettikleri ve hissettikleri herşeyin hayata geçeceğin, geçmek zorunda olduğunu bilirler.

Shara adındaki genç kadın bana geldiğinde, umutsuzluğun eşiğindeydi. Sürekli ertelenen ve sonu görünmeyen, uzun, karmaşık bir davayla uğraşıyordu. En büyük arzusu, bu davanın uyum içinde bir çözüme kavuşmasıydı. Ancak zihni başarısızlık, kayıp, iflas, yoksulluk imgeleriyle doluydu. Böylece Shara’nın hayal gücü arzusuna üstün geliyor ve dava uzuyor da uzuyordu.

Benim önerim üzerine, Shara her gece yatmadan önce sorun için en iyi olası sonu hayal etmeye başladı. Elinden geldiğince iyiyi düşünüyordu. Zihnindeki imgenin yüreğinin arzusuyla uyuşması gerektiğini biliyordu.

Yavaş yavaş uykuya geçerken, davanın halledilmesinin ardından avukatla yapacağı olası görüşmeyi hayal ediyordu. Sonuç hakkında ona sorular sorduğunu ve onun açıklamalarını dinlediğini duyuyordu. Avukat tekrar tekrar aynı şeyi söylüyordu “Dava mahkeme dışında haloldu. Mükemmel, ve son derece uyumlu biz çözüm yolu bulundu”.

Gün boyunca, korku dolu düşünceler aklına geldiğinde, Shara zihninde avukatla yapacağı görüşmeyi, sözleri ve mimikleriyle canlandırıyordu. Avukatın gülümsemesini, davranışlarını, sesinin tonunu, kullandığı belirli sözcükleri hayal ediyordu. Bunu öyle sık ve öyle büyük bir inançla yapıyordu ki, korkularını daha bunlar zihninde toplanma girişiminde bulunmadan yenmeye başladı.

Birkaç hafta sonra, avukatı onu aradı. Shara’nın hayal ettiği ve doğru olduğunu hissettiği şeyi doğruladı. Dava halolmuş ve Shara’nın uyumlu kabul edebileceği bir çözüm bulunmuştu.

HATIRLAMAYA DEĞER FİKİRLER

Zihinsel zorlama ve aşırı çaba, endişe ve korkuyu göstererek dileklerinizin karşılığını almanızı engeller. Rahatlık işi çözer.

Zihniniz gevşediğinde ve bir fikri kabul ettiğinizde, bilinçaltınız bu fikri hayata geçirmek için işe koyulur.

Geleneksel yöntemlerden bağımsız düşünün ve plan yapın. Her sorunun bir cevabı ve çözümü olduğunu bilin.

Kalbinizin atışı, ciğerlerinizin soluk alışı ya da vücudunuzdaki herhangi bir organın fonksiyonları ile gereğinden fazla ilgilenmeyin. Bilinçaltınıza güvenin ve sık sık ilahi doğru eylemin gerçekleşmekte olduğunu ifade edin.

Sağlık duygusu sağlığı, zenginlik duygusu zenginliği doğurur. Siz ne hissediyorsunuz?

Hayal gücü en büyük yeteneğinizdir. Güzel ve iyi olanı hayal edin. Siz hayal ettiğiniz kişisiniz.

Uyku halinde, bilinç ve bilinçaltınız arasındaki çatışmalardan kaçının. Yine uyumadan önce, arzunuzun gerçekleştiğini tekrar tekrar hayal edin. Huzur içinde uyuyup keyifli uyanın.

Olumlama, öyle olduğunu söylemektir. Zihnin bu tutumunu doğru kabul ettiğiniz sürece, bunun aksi yönündeki bütün etkenlerden bağımsız olarak, dileklerinizin gerçekleştiğini görürsünüz.

BİLİNÇALTINIZI YÖNLENDİRMENİN YOLLARI
Başkalarını dinlemeyin
Çevrenizdeki birinin, size sürekli işe yaramadığınızı söylediğini düşünün. Bu yanlış bir düşünce bile olsa, tekrar tekrar dile getirilmesi nedeniyle bilinçaltınıza yerleşiyor ve beraberinde gelen cesaret kırıklığı ve öfke duygularıyla birlikte orada saklanıyor. Daha sonra hâlâ bu suçlama devam ediyorsa, bu kez kişi, kendisinin gerçekten işe yaramaz biri olduğunu düşünmeye başlıyor. Bu sefer de karşılaşılan her yeni durumda bilinçaltınız size otomatik olarak bu mesajı vermeye başlıyor. Böylece işe yaramaz olduğunuza inandığınız için, ele aldığınız her durum için nasılsa başarısız olacağım düşüncesini taşıyarak gerekli çabayı göstermemeye başlıyorsunuz. Size söylenen tamamen yanlışken, başkalarını dinlediğiniz için bu sefer gerçek oluyor. Bu yüzden kendi düşüncelerinize değer vermeniz en doğrusu.

Bilincinizin farkında olun
Bilinçaltı 0-5 yaş arası yoğunluk olmak üzere 5-10 yaş arasında anne-bana tarafından ve yakın çevremiz tarafından kodlanıyor. Bu kodlamanın ardından 25 yaşına kadar uykuya yatıyor. Bu yaştan sonra davranış modellerimizi etkilemeye başlıyor; bu durumu değiştirebilmemiz elimizde. Geçmişe bağlı koşullanmaların sonucuyla, çoğunlukla isteklerimizi hayata geçirmeyi bazı duygu ve davranışlarımızla engelliyoruz. Eğer yaşamımız sadece bilinçli düşüncelerle şekillenseydi hayatımızın her alanında başarılı olmamız kolay olabilirdi. Bu yüzden bilinçaltınızda sizi yanıltan düşünceleri göz ardı etmeyi öğrenin.

Kendinizi telkin edin
 Bilinçaltı, neyin gerçek olduğunu, neyin olmadığını bilemez. Bilinçaltımız, yönlendirdiğimiz her şeyi bir emir olarak algılıyor ve buna göre hareket ediyor. Kendi kendimize tekrar ettiğimiz şeylerin hangisinin mantıksız, hangisinin mantıklı olduğunu da ayırt edemiyor. Kısacası, siz neyi gün boyunca tekrar ediyorsanız onu doğru olarak algılıyor ve bilinçatınız da depoluyor. Bu yüzden bilinçaltınıza, sizi sakinleştirecek ve mantıklı olan düşünceleri gün boyunca telkin ederseniz, olumsuz tüm düşüncelerden kurtulacaksınız.

Şartlanmalardan kurtulun
Bütün alışkanlıklar, daha önce beynimize yerleşen şartlanmanın oluşturduğu takım programlardır. Eski bir alışkanlığı değiştirmek için, kendimizi eskiden şartlandırdığımız düşünceyi bulup, yerine yararımıza olacak düşünceleri koymak yerinde olacaktır.

Olumlu düşünün
Davranışlarınızı olumlu yönde etkilemek istiyorsanız bunu ancak bilinçaltınızın yardımıyla yapabilirsiniz. Çünkü tekrarlanan düşünceler, bilinçaltı zihninizde kök salarlar. Sürekli tekrarlanan olumsuz düşünceler ise olumsuz sonuçlar yaratır. Bu sebeple ne kadar olumlu düşüncelere sahip olursanız, bir o kadar bilinçaltınızda olumlu deneyimleriniz olacaktır.

KUANTUM DÜŞÜNCE TEKNİĞİ
Kuantum fiziği bize der ki her şey enerjidir. Siz bir enerji mıknatısısınız ve bu yüzden, elektriksel
enerji vererek istediğiniz her şeyi kendinize, kendinizi de onlara doğru çekiyorsunuz.

"Kişi gün boyu düşündüğü şeylerden ibarettir"
R.Waldo Emerson

“Bugün ne düşünürsen yarın o olacaksın.” Buddha

“Biz düşündüğümüz şeyiz. Benliğimiz düşüncelerimizle oluşur. Düşüncelerimizle dünyayı şekillendiririz.” Buddha

“Kardeşim sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür gülistan olursun. Diken düşünür dikenlik olursun.” Mevlana

“Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür... Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür... Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür... Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür... Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür... Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür... Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür...”
Mahatma Ghandi

Kaynakça:•Joseph Murphy-bilinçaltının gücü
•http://blog.milliyet.com.tr/bilincaltinin-gucu/Blog/?BlogNo=325486
•https://holyharmony.wordpress.com/2010/03/2•5/bilincaltinin-gucu-joseph-murphy-istediginiz-sonuclari-elde-etmenin-yollari/
•https://kisiselbasari.com/bilincaltini-kullanarak-neler-yapabilirsiniz.html
•http://www.hakanmenguc.org/bilincaltinin-ozellikleri-1-bilincalti-degisimi-sevmez/
•http://okyanusum.com/makale/beyin-saka-kaldirmaz/
•https://netvent.com/bilincalti-zihin-nasil-calisir-heyecan-verici-analizler/
•https://www.bilgierdemdir.com/2016/05/bilincaltnn-5-gizli-gucu.html?m=1
•http://www.milliyet.com.tr/ne-dusunurseniz-oyle-olursunuz-erzurum-yerelhaber-888991/
•http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/79930/Kuantum_ile_hayatinizi_yonetin__.html

Yorumlar

  1. Sayın Genius Boy. Ben imgeleme yapamadığım için bu konularda oldukça zorlanıyorum. İmgeleme yapmadan da mümkün mü isteklerimizi yaratmak? Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  2. Arzularımızı yaratmak zihne bağlı olduğu için ve imge de zihinde tezahür ettiği için sanmıyorum...İmgelemenin başka alternatifi var mıdır? Varsa benimle paylaşırsanız bahtiyar olurum. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. Shakti Gawain, "Yaratıcı İmgeleme" isimli kitabında diyor ki: İlle gözünüzde canlandırmak zorunda değilsiniz. Önemli olan duygudur. O duygunun içine girer ve hissederseniz, imgelemiş olursunuz zaten.

    YanıtlaSil
  4. Hisseden kim? Ve düşünceler mi duyguları oluşturur yoksa duygular mi düşünceleri oluşturur? Duygu da bir imge değil midir?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sağcılık ve Solculuk nedir arasındaki farklar ve tarihsel kökeni..

Sahi siyasetteki "Sağcı" ve "Solcu" Kavramları Nerden Geliyor? Tarihsel kökeni nedir? Kendini, ‘Ben sağcıyım’ veya ‘solcuyum’ diye nitelendirilen arkadaşlar, şöyle bir toplanın bakalım. Sağcı kimdir, solcu kime denir, hep beraber öğrenelim; Sağcılık ve solculuk kavramlarının kökenini Fransız ihtilaline kadar geri götürebiliriz. Fransız ihtilalinin çalkantılı dönemlerinde 16.Laouis karışıklıkların daha fazla büyümemesi için halkı toplantıya çağırmıştı. Adı her ne kadar halk meclisi olsa toplantıda son söz ve veto hakkı kralın elindeydi. Halk ekmek derdindeyken,kral,soylular ve kilise varolan haklarını koruma ve daha fazlasını elde etme arzusundaydı. Bu mecliste kralın sağındakiler var olan düzeni savunurken,solundaysa halk destekçisi yenilikçiler vardı. Şöyle ki meşrutiyetçiler yani kralın yerinde kalmasını fakat bir meclisle yönetimi paylaşmasını savunanlar sağ tarafta oturuyorlardı. Muhafazakarlardı ve radikal değişim taraftarı değillerdi. Solda ...

Sevgi tüm kötülüklerin kaynağıdır.

B ugüne kadar hayatımıza çocukluktan itibaren tüm kavramsal etik değerleri hiç sorgulamadan, iç İnsanlık tarihi boyunca ihtiyaç duyduğumuz ve mukaddes bir duygu olan sevginin ne kadar elzem bir tutum olduğu inkar edilemez bir gerçekliktir öyle değil mi? Peki sevginin iyilikle ve kötülükle ilişkisi nedir? Sevgi iyi midir kötü müdür? Sevgi kötülüğe dönüşebilir mi? Ne yazık ki evet. Sevdiği bir kadını bir erkek neden öldürür? Para ve güç sevgisi nedeniyle neden zulümler revaçta? Çocuk sevgisiyle ebeveynlerin çocuklarına olan faşizmi hiç de azımsanmayacak değildir. O halde neden? Sevgi tüm insanlığı kapsayan bir durum değil midir? Ne yazık ki pek de kapsayıcı görünmüyor. Çünkü birine ya da birilerine yahut bir gruba, dine, ideolojiye sevgi beslediğiniz vakit onun karşıtı olan her şeyin karşısında olup hatta nefret edersiniz. Sevginin seçim olduğu her halükarda apaçık olup beraberinde karşıtını oluşturduğu ve bununla beraber, bölünmelere yol açtığını ifade edebilir miyiz? Marks’ın sözleri i...

Kuran'da namaz diye bir ritüel yoktur.

Bu yazımda çok hasas ve bir o kadar da birçok inançta var olan "namaz" ritüelinin Kuran'da yeri olup olmadığını açıklamaya çalışacağım. Bu yazının referansı yaşanılan din değil  sadece Allah'ın ayetleri esas alınacaktır. Çünkü öne sürmüş olduğum yargı namazın sadece Kuran'da olup olmadığı ile ilgilidir. Dini ritüel olan namazın kökeni ve tarihçesi nedir? Namaz sadece İslam'a mı özgüdür? Kuran' da namaz var mıdır? Kuran'da namaz mı geçiyor?.. Kalıplaşmış ve binlerce yıllık süregelen olguları değiştirmek ve de onun yanlış olduğunu beyan etmek oldukça güç görünüyor. Güce ve çoğunluğa tapan toplumlarda böyle bir teşebbüste bulunmak, bırak karamaları öldürülmeye kadar bile gider. Ama biz hakikat yolcuları ölümü bile göze alarak ve tırsmayarak doğru bildiğimiz yolda gitme cürettine sahibiz. Aksi takdirde bu günlere( gelişim ve teknolojiye) nasıl gelebilirdik?... Öncellikle Kuran'da namaz kavramı değil  salât geçmektedir. Lakin mealcilerin çoğu  sa...