Ana içeriğe atla

Eşitlenme

Örnek-1;

Herkese saray ve içinde köleler bulunmayacağına göre, eşitlenme aşağıdan yukarı değil yukarıdan aşağı olmalı..


Örnek-2;

Eşitlenme, elinde çok olanın az olanla paylaşması ile gerçekleşir..


Örnek-3;

10 elmayı 5 kişi:
1 kişi 6 tane, kalan 4 kişi 1 er tane alarak paylaşmış.
Eşitlenmeyi 4 kişinin de 6 şar tane elma alması sanıyorlar.
O kadar elma yok, 4 tane üzerinde birbirini yiyorlar. 6 tane alan da seyrediyor.
Eşitlenme 6 tane alanın 4 taneyi vermesi ile olur.

Örnek-4;

Kıt olan kaynaklar değil, aşağıdakilerin üsttekilerle eşitlenme algısıdır.
Üsttekilerin aşağıdaki ile eşitlenme isteği olsa. Kaynaklar bolca


Örnek-5;

100 tane elmayı 20 kişi bölüşecek.
birinde 40 var
Eşit olması nedir?
diğerlerinin 40 alma çabası mıdır yoksa hepsinin 5 alması mıdır??

Eşitlenme aşağıdan yukarıya olmaz..
1 kişi 40, kalanı yaklaşık 3 tane alınca 3 ü 40 a eşitlemeyeceğiz..
40*20=800 elma yok.

40 tane olan 35 inden vazgeçecek herkeste 5 olacak...
basit matematik bu.

Eşitlenme: Üstteki ile aynı olmak demek değildir.
Ve bu problem sadece mal- mülk eşitlenmesinde ortaya çıkmıyor.

Yetki anlamında da herkes daha yetkili olana özeniyor.
Yetkinin bırakılması gerektiğini düşünmüyorlar.
Zira üst tabakanın alt tabaka ile eşitlenmek istemediği bir firavunluk hadisesi mevcuttur.

Irkçılık, cinsiyetçilik, mevki problemleri için de düşünün.
Tekrar yazıyorum.

Eşitlenme: Üsttekilerin elindekinden vazgeçmesi ile olacak bir şeydir.
Şöyle bir söz vardı; gelişmiş ülke dediğin, herkesin özel arabalara binmesi değil herkesin toplu taşım araçlara binmesi durumudur.
Bu kavramı her konuda düşünmek zorundasınız.

Her konuda en altta gördüğümüz ile eşitlenmek zorundayız. Siyasi,din,cinsiyet vs.

Farkımız olmadığını görmek zorundayız.
İlk doğduğumuz zamana dönmeliyiz.
Hisleri eşitleme konusunu da düşünün. 
Herşeye- herkese eşit his.
Yani nötr olmak.
😉
Yetki ve hisleri eşitlemek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sağcılık ve Solculuk nedir arasındaki farklar ve tarihsel kökeni..

Sahi siyasetteki "Sağcı" ve "Solcu" Kavramları Nerden Geliyor? Tarihsel kökeni nedir? Kendini, ‘Ben sağcıyım’ veya ‘solcuyum’ diye nitelendirilen arkadaşlar, şöyle bir toplanın bakalım. Sağcı kimdir, solcu kime denir, hep beraber öğrenelim; Sağcılık ve solculuk kavramlarının kökenini Fransız ihtilaline kadar geri götürebiliriz. Fransız ihtilalinin çalkantılı dönemlerinde 16.Laouis karışıklıkların daha fazla büyümemesi için halkı toplantıya çağırmıştı. Adı her ne kadar halk meclisi olsa toplantıda son söz ve veto hakkı kralın elindeydi. Halk ekmek derdindeyken,kral,soylular ve kilise varolan haklarını koruma ve daha fazlasını elde etme arzusundaydı. Bu mecliste kralın sağındakiler var olan düzeni savunurken,solundaysa halk destekçisi yenilikçiler vardı. Şöyle ki meşrutiyetçiler yani kralın yerinde kalmasını fakat bir meclisle yönetimi paylaşmasını savunanlar sağ tarafta oturuyorlardı. Muhafazakarlardı ve radikal değişim taraftarı değillerdi. Solda ...

Sevgi tüm kötülüklerin kaynağıdır.

B ugüne kadar hayatımıza çocukluktan itibaren tüm kavramsal etik değerleri hiç sorgulamadan, iç İnsanlık tarihi boyunca ihtiyaç duyduğumuz ve mukaddes bir duygu olan sevginin ne kadar elzem bir tutum olduğu inkar edilemez bir gerçekliktir öyle değil mi? Peki sevginin iyilikle ve kötülükle ilişkisi nedir? Sevgi iyi midir kötü müdür? Sevgi kötülüğe dönüşebilir mi? Ne yazık ki evet. Sevdiği bir kadını bir erkek neden öldürür? Para ve güç sevgisi nedeniyle neden zulümler revaçta? Çocuk sevgisiyle ebeveynlerin çocuklarına olan faşizmi hiç de azımsanmayacak değildir. O halde neden? Sevgi tüm insanlığı kapsayan bir durum değil midir? Ne yazık ki pek de kapsayıcı görünmüyor. Çünkü birine ya da birilerine yahut bir gruba, dine, ideolojiye sevgi beslediğiniz vakit onun karşıtı olan her şeyin karşısında olup hatta nefret edersiniz. Sevginin seçim olduğu her halükarda apaçık olup beraberinde karşıtını oluşturduğu ve bununla beraber, bölünmelere yol açtığını ifade edebilir miyiz? Marks’ın sözleri i...

Kuran'da namaz diye bir ritüel yoktur.

Bu yazımda çok hasas ve bir o kadar da birçok inançta var olan "namaz" ritüelinin Kuran'da yeri olup olmadığını açıklamaya çalışacağım. Bu yazının referansı yaşanılan din değil  sadece Allah'ın ayetleri esas alınacaktır. Çünkü öne sürmüş olduğum yargı namazın sadece Kuran'da olup olmadığı ile ilgilidir. Dini ritüel olan namazın kökeni ve tarihçesi nedir? Namaz sadece İslam'a mı özgüdür? Kuran' da namaz var mıdır? Kuran'da namaz mı geçiyor?.. Kalıplaşmış ve binlerce yıllık süregelen olguları değiştirmek ve de onun yanlış olduğunu beyan etmek oldukça güç görünüyor. Güce ve çoğunluğa tapan toplumlarda böyle bir teşebbüste bulunmak, bırak karamaları öldürülmeye kadar bile gider. Ama biz hakikat yolcuları ölümü bile göze alarak ve tırsmayarak doğru bildiğimiz yolda gitme cürettine sahibiz. Aksi takdirde bu günlere( gelişim ve teknolojiye) nasıl gelebilirdik?... Öncellikle Kuran'da namaz kavramı değil  salât geçmektedir. Lakin mealcilerin çoğu  sa...