Ana içeriğe atla

"SEN OLMASAYDIN YERİ GÖĞÜ YARATMAZDIM" (YALAN) HADİSİ, ALLAH'A VE RESULÜNE BÜYÜK İFTİRADIR

"SEN OLMASAYDIN YERİ GÖĞÜ YARATMAZDIM" (YALAN) HADİSİ, ALLAH'A VE RESULÜNE BÜYÜK İFTİRADIR

Rivayet dini mensupları, "Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım" (Levlâke levlaklema halaktül eflak) şeklinde bildirilen rivayetin Hadis-i Kutsi olduğunu iddia ederler. Oysa bu yalan hadis bir çok yönü ile rivayet kültürü mensupları açısından da sorunludur ve uydurma olduğu çok açıktır. Bu konuyu kısaca şöyle açıklayabiliriz:

Söz konusu bu yalan hadis Kutubi Sitte’de geçmez. Bütün büyük hadis toplayıcıları bu sözde hadisi uydurma olarak görmüşlerdir. Bırakın birinci derece hadis kaynaklarını ikincil hadis kaynaklarında bile bu hadise rastlamak mümkün değildir. Hadis usulündeki ravi zinciri açısından bile ciddi manada sorunludur. Neredeyse tüm hadis uzmanları bu hadisin uydurma olduğu konusunda ittifak etmiştir.

Bir diğer husus ise, Allah'ın evreni ve insanları niye yarattığı Kuran’da açıkça anlatılmaktadır. Yüce Rabbimizin ayetlerle bize bildirdikleri de açıkça bu iddialar ile çelişmektedir:

“O Allah’tır ki, yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı...” (Bakara Suresi, 29)

“Ben Cinleri ve İnsanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zariyat Suresi, 56)

Ayrıca Kuran’da Allah açıkça peygamberler arasında ayrım yapmamamızı şu şekilde emretmiştir:

“Biz Allah’ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak Sana'dır.” dediler. (Bakara Suresi, 285)

Şöyle deyin: “Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, onun torunlarına indirilene, Mûsa’ya ve İsa’ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O’na/Allah’a teslim olanlarız.” (Bakara Suresi 136)

Bu yalan hadis ile bildirilen, Hz. Muhammed’in diğer peygamberlerimizden üstün tutulması yukarıda verdiğimiz ayetlere muhaliftir.

●Rabbimiz, Kuran’da peygamberimize şöyle demesini emretmektedir:

De ki: “Ben de sizin gibi bir insanım..." (Kehf Suresi, 110)

Peygamberimizi insan üstü bir varlık olarak göstermek Allah’ın bu ayetlerine inanmamak demektir. Bu elbette ki kabul edilir bir durum değildir. Şüphesiz biz kulları olarak onun takdirine kanaat edip Peygamberimizi bir beşer olarak görmeliyiz. Aynı hatayı Hristiyanlarda yapmıştı ve bu hadis de zaten bu hatanın bir devamıdır. Çünkü bu hadis neredeyse İncil’deki pasajın aynısıdır.

●Söz konusu bu ifadenin benzeri Hz. İsa için İncil’de şöyle geçmektedir:

“Yerde ya da gökte ilah diye adlandırılanlar varsa da bizim için tek bir Tanrı Baba vardır. O her şeyin kaynağıdır ve biz O’nun için yaşıyoruz. Tek bir Rab var, O da İsa Mesih’tir. Her şey O’nun için ve onun aracılığıyla yaratıldı, biz de O’nun aracılığıyla yaşıyoruz.”(1. Korintliler 8. Bölüm 5-6 )

Altta kalmak istemeyen bazı Müslümanlar da maalesef bu İncil ayetine cevaben söz konusu bu sözde Hadisi uydurmuşlardır.

●Diğer bir konu ise Bu hadisin diğer hadislerle de çeliştiği gerçeğidir. Mesela bir hadise göre peygamberimize bir keresinde “Ey yaratıkların hayırlısı dendiğinde”, bu sözü şiddetle reddetmiş, “O kişi Hz. İbrahim’dir” demiştir. (Darimi, Sünnet, 18; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 178, 184).

Başka bir hadiste ise: “Beni Musa’ya üstün tutmayınız.” demektedir. (Buhari, Husumat, 1; Müslim Fedail, 160). Diğer bir rivayete göre ise Hz. Yunus görevden kaçtığı için kınandığında peygamberimiz kızmış ve Hz. Yunus’tan daha hayırlı biri olduğunu iddia etmediğini beyan etmiştir (Buhari 65/4,5; Hanbel 1/205,242,440; 2/405,468).

Bunca izahtan sonra yukarıdaki hadisi kabul eden biri Peygamberimizi diğer peygamberlerden kat kat üstün yapmış olmuyor mu? Bu hadislerde geçen sözleri söyleyen biri yukarıdaki sözü söylemiş olabilir mi? Bu apaçık bir çelişki değil midir? Elbette ki çelişkidir ve bu çelişkiden kurtulmanın yolu çelişkiler içermeyen Kuran’a sıkıca sarılmaktır.

Sonuç olarak söz konusu hadis Kuran ayetleriyle uyumsuzdur. Bu yüzden kabul edilmesi doğru değildir. Daha vahim olan ise, bu yalan hadisin Yüce Rabbimize isnat edilmesidir. Elbette ki bu yüce Rabbimize iftiradır. Muhatabı dolayısıyla Rahmet Peygamberimize de iftiradır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sağcılık ve Solculuk nedir arasındaki farklar ve tarihsel kökeni..

Sahi siyasetteki "Sağcı" ve "Solcu" Kavramları Nerden Geliyor? Tarihsel kökeni nedir? Kendini, ‘Ben sağcıyım’ veya ‘solcuyum’ diye nitelendirilen arkadaşlar, şöyle bir toplanın bakalım. Sağcı kimdir, solcu kime denir, hep beraber öğrenelim; Sağcılık ve solculuk kavramlarının kökenini Fransız ihtilaline kadar geri götürebiliriz. Fransız ihtilalinin çalkantılı dönemlerinde 16.Laouis karışıklıkların daha fazla büyümemesi için halkı toplantıya çağırmıştı. Adı her ne kadar halk meclisi olsa toplantıda son söz ve veto hakkı kralın elindeydi. Halk ekmek derdindeyken,kral,soylular ve kilise varolan haklarını koruma ve daha fazlasını elde etme arzusundaydı. Bu mecliste kralın sağındakiler var olan düzeni savunurken,solundaysa halk destekçisi yenilikçiler vardı. Şöyle ki meşrutiyetçiler yani kralın yerinde kalmasını fakat bir meclisle yönetimi paylaşmasını savunanlar sağ tarafta oturuyorlardı. Muhafazakarlardı ve radikal değişim taraftarı değillerdi. Solda

Sevgi tüm kötülüklerin kaynağıdır.

B ugüne kadar hayatımıza çocukluktan itibaren tüm kavramsal etik değerleri hiç sorgulamadan, iç İnsanlık tarihi boyunca ihtiyaç duyduğumuz ve mukaddes bir duygu olan sevginin ne kadar elzem bir tutum olduğu inkar edilemez bir gerçekliktir öyle değil mi? Peki sevginin iyilikle ve kötülükle ilişkisi nedir? Sevgi iyi midir kötü müdür? Sevgi kötülüğe dönüşebilir mi? Ne yazık ki evet. Sevdiği bir kadını bir erkek neden öldürür? Para ve güç sevgisi nedeniyle neden zulümler revaçta? Çocuk sevgisiyle ebeveynlerin çocuklarına olan faşizmi hiç de azımsanmayacak değildir. O halde neden? Sevgi tüm insanlığı kapsayan bir durum değil midir? Ne yazık ki pek de kapsayıcı görünmüyor. Çünkü birine ya da birilerine yahut bir gruba, dine, ideolojiye sevgi beslediğiniz vakit onun karşıtı olan her şeyin karşısında olup hatta nefret edersiniz. Sevginin seçim olduğu her halükarda apaçık olup beraberinde karşıtını oluşturduğu ve bununla beraber, bölünmelere yol açtığını ifade edebilir miyiz? Marks’ın sözleri i

Transhümanizm çağı: Üst insan mi oluyoruz?

 İnsanlık tarihimiz bugüne her türlü badireler atlatarak; önceleri hayatta kalma güdüsüyle daha sonra alet yaparak ve en sonunda doğaya hükmederek muhtelif yollardan geçmekle sürekli bir gelişme göstermiştir. Bu gelişme duracak gibi de değildir. Hayatını kolaylaştırmaya doğru gelişme sağlayan yaralarını saracak teknolojiye gelinen noktada; insanlık tarihi ne kadar savaş gibi utanç verici kötülükler yaşıyor olmasına karşın beraberinde çok iyi işler de yapmaktadır. Yerleşik hayatla medeniyeti de oluşturan insan ırkı barbarlık ve hayvani benliğini de arkasında kısmen de olsa bırakarak hümanizmi benimsemiş ve insana değer vererek medeniyet öncesi karanlığı gerisinde bırakmıştır. Hümanizmle sosyal hayatı etik ve normlarla düzen sağlayan, bilim yapan insan ırkı; artık makinelerle iş yapmakta ve makinelerle birleşerek üst insan çağına giriş yapmıştır bu yüzyılımızda. Nedir bu üst insan çağı? Transhümanizm çağı.. Transhümanizmi ne olduğunu irdeleyerek bu üst insan modelimizin ne olacağını göre