Bu yazımda aşk,seks,namus ve ifetten bahsedeceğim. Daha doğrusu sekse yönelimin analizlerini yapacağım. İşte hangi durumlarda seksin fuhuş hangi durumlarda aşk amaçlı olduğunu irdeleyeceğim.
Günümüz ve çoğunluk tarafından benimsenen anlayışı bir kenara bırakarak okumanızı,ön ve öğretilmiş bilgilerle bakmamayı objektif olmanızı arzu ediyorum. Ön ve öğretilmiş bilgilerle imajı yaratırsanız ilişki kurmamış oluruz. Amacım sizi bir doktrine yöneltmek değil sadece ve sadece farklı bir perspektif sunmak istiyorum.
Şimdi öncellikle aşkın benlik ötesi olduğu ve akıl dışı mükkemel bir sevgi enerjisi olduğunu hem bilinmekte hem duymaktayız sürekli. Evet ortada zihin varsa benlik varsa orda aşk yoktur. Aşkta akıl yoktur.
Tam bu noktada düşünceye değinmek istiyorum. Öncellikle düşünce denen eylem insanları bölmektedir,kısıtlamaktadır ve sınırlandırmaktadır.
Bir dünyaya bakın,düşünce denen eylem insanları din,dil,ideoloji olarak ayırmamış mı? Tüm doktrinler düşüncenin ürünü değil midir? Sözü şu noktaya getirmek istiyorum ahlak,namus,iffet gibi kavramlar da düşüncenin ürünü değil midir? Düşünceyle namuslu olmak ne kadar doğrudur?
Dünyada tüm kuralların güçlüler koyduğunu bilmek için alim olmaya gerek yok gerizekalı olmamak yetiyor. Namus ve iffet kavramlarına verilen roller bu güçlüler vermektedir. Neyse konuyu tam uzatmadan anlatmak istediğim analizlerime geliyim;
Seks fizyolojik bir ihtiyaçtır tıpkı acıkınca yemek yeme isteğimiz gibi.
Seks yapma isteği istek mıdır arzu mudur bunun farkına varmak gerekiyor. Zira seks isteği zevk amaçlı bir şehvetse bu psikolojik olduğundan dolayı arzudur. Eğer aşk ve sevgi sonucunda cinsel hormonlar salgılanıyorsa bu arzu değil istektir. İstek ile arzu arasında ki felsefeye girmeyeceğim. Burada anlatmak istediğim eğer cinsel istek fizyolojikse bu gayet doğal bir istek olup karşılıklı gönüllü rıza ilişki dahilinde ve bir de aşk-sevgiyle damlatılmışsa o ilişki ahlak ve din kurallarına bağlı olmadan da sevişilmesi iffetlidir. Bilâkis aşk-sevgi yoksa sadece zevk amaçlı bir şehvetse o cinsel ilişki iffetsizliktir. Bu eğer evli iki çift olsa bile.
Çünkü aşk ve sevgi barındırmayan o cinsel ilişki ticaretten yani alışverişten ibarettir. Birbirinin cinsel arzularını tatmin etmekten paylaşılan bir et paylaşımı ilişkisidir. İki çift evli olmasalar bile aileden,devletten,toplumdan ve din adamından onay almasalar bile eğer aralarında aşk varsa sevişseler bile onlar hala iffetlidir.
Aşk veya gönül ferman tanımaz. Aşkın olduğu yerde sözleşme olmaz. Evlilik sosyolojik bir kurumdur. Evlilik koşulu sunan bir anlayış nasıl namus ve iffetin veya hakikatın ölçüsü olabilir?
Namus ve iffet bunlardan daha yüce bir kavramdır. Tabi ki aşk ve sevgiyle evlenenlere lafım yoktur ama onların da aşk konusunda sözleşme olamayacağını düşünmesi gerekir. Aşk ve sevgiyle evlenenlerin cinsel münasebetleri iffetsizliktir gibi bir beyanım yok.
Seks nasıl bir soruna dönüştü?
İster batıda olsun ister doğuda olsun bugünkü evliliği yeterince anlamadan cinsel sorunlara çözüm getirilemez.
Aşk bir anlaşma imzalayarak gerçekleştiremez doyuma karşılıklı güven ve konfora da bağlı değildir. Tüm bunları temelinde akıl vardır ve bu yüzden aşk bunun için yaşamımızın sadece küçük bir bölümünü oluşturur.Aşkın kaynağı akıl değildir. Çünkü aşk bütün kurnaz hesaplarından kendini koruma isteğinden ve tepkilerden bağımsızdır aşk varsa seks asla bir sorun olmaz sorunu yaratan aşkın yokluğudur.
Batı geleneğinde ki "seversem sevişirim" felsefesi gerçek namus ve iffeti barındırır. Çünkü fizyolojik bir semptom olan cinsel isteği bir metaya dönüştürme gayesiyle ticaretleştirmez. Böyle bir anlayışta koşul değil aşk vardır. Ve bu iffetliliktir.
Doğu geleneğinde ki felsefe ise cinsel isteği metaya bir koşula bağlayarak ticaretleştirir.
Cinsel isteği araç olarak değil de amaç haline getirir.İşte eğer bunu şunu yaparsan,evlenirsem,aile-toplum onay verirse veya bu ahirette Tanrı tarafından ödüllendiririm düşüncesi fuhuştur. Çünkü burada alışveriş vardır. Temiz bir akıl yoktur kirlidir ve bu namus ve iffet olamaz.
Tanrı'ya ulaşmak için bekaretini sürdürmeye çalışanlar iffetsizdir;çünkü bir sonuca ulaşmaya, bir şeyler kazanmaya ve sonunda seksin yerine başka bir şey koymaya çalışmaktadırlar; bu da korkudur. Kalplerinde aşk yoktur ve asla saflık da olamaz; ancak temiz bir kalp gerçeğe ulaşabilir. Denetim ve baskı altındaki bir kalp aşkın ne olduğunu bilemez. Eğer alışkanlıkların, duyguların, dinsel, fiziksel ya da psikolojik etkilerin altında ise aşkın ne olduğunu bilemez. Idealist kişi bir taklitçidir ve bu yüzden aşkın ne olduğunu bilemez. O, cömert, kendini hiç düşünmeden verebilen bir kişi olamaz. Ancak akıl ve kalp sıradan duygusal alışkanlıkların korkusundan azade ise, ortada cömertlik ve anlayış varsa, aşk da olur. Böyle bir aşk iffetlidir.
Kaynakca;
Aşk seks namus-J.Krishnamurti
Günümüz ve çoğunluk tarafından benimsenen anlayışı bir kenara bırakarak okumanızı,ön ve öğretilmiş bilgilerle bakmamayı objektif olmanızı arzu ediyorum. Ön ve öğretilmiş bilgilerle imajı yaratırsanız ilişki kurmamış oluruz. Amacım sizi bir doktrine yöneltmek değil sadece ve sadece farklı bir perspektif sunmak istiyorum.
Şimdi öncellikle aşkın benlik ötesi olduğu ve akıl dışı mükkemel bir sevgi enerjisi olduğunu hem bilinmekte hem duymaktayız sürekli. Evet ortada zihin varsa benlik varsa orda aşk yoktur. Aşkta akıl yoktur.
Tam bu noktada düşünceye değinmek istiyorum. Öncellikle düşünce denen eylem insanları bölmektedir,kısıtlamaktadır ve sınırlandırmaktadır.
Bir dünyaya bakın,düşünce denen eylem insanları din,dil,ideoloji olarak ayırmamış mı? Tüm doktrinler düşüncenin ürünü değil midir? Sözü şu noktaya getirmek istiyorum ahlak,namus,iffet gibi kavramlar da düşüncenin ürünü değil midir? Düşünceyle namuslu olmak ne kadar doğrudur?
Dünyada tüm kuralların güçlüler koyduğunu bilmek için alim olmaya gerek yok gerizekalı olmamak yetiyor. Namus ve iffet kavramlarına verilen roller bu güçlüler vermektedir. Neyse konuyu tam uzatmadan anlatmak istediğim analizlerime geliyim;
Seks fizyolojik bir ihtiyaçtır tıpkı acıkınca yemek yeme isteğimiz gibi.
Seks yapma isteği istek mıdır arzu mudur bunun farkına varmak gerekiyor. Zira seks isteği zevk amaçlı bir şehvetse bu psikolojik olduğundan dolayı arzudur. Eğer aşk ve sevgi sonucunda cinsel hormonlar salgılanıyorsa bu arzu değil istektir. İstek ile arzu arasında ki felsefeye girmeyeceğim. Burada anlatmak istediğim eğer cinsel istek fizyolojikse bu gayet doğal bir istek olup karşılıklı gönüllü rıza ilişki dahilinde ve bir de aşk-sevgiyle damlatılmışsa o ilişki ahlak ve din kurallarına bağlı olmadan da sevişilmesi iffetlidir. Bilâkis aşk-sevgi yoksa sadece zevk amaçlı bir şehvetse o cinsel ilişki iffetsizliktir. Bu eğer evli iki çift olsa bile.
Çünkü aşk ve sevgi barındırmayan o cinsel ilişki ticaretten yani alışverişten ibarettir. Birbirinin cinsel arzularını tatmin etmekten paylaşılan bir et paylaşımı ilişkisidir. İki çift evli olmasalar bile aileden,devletten,toplumdan ve din adamından onay almasalar bile eğer aralarında aşk varsa sevişseler bile onlar hala iffetlidir.
Aşk veya gönül ferman tanımaz. Aşkın olduğu yerde sözleşme olmaz. Evlilik sosyolojik bir kurumdur. Evlilik koşulu sunan bir anlayış nasıl namus ve iffetin veya hakikatın ölçüsü olabilir?
Namus ve iffet bunlardan daha yüce bir kavramdır. Tabi ki aşk ve sevgiyle evlenenlere lafım yoktur ama onların da aşk konusunda sözleşme olamayacağını düşünmesi gerekir. Aşk ve sevgiyle evlenenlerin cinsel münasebetleri iffetsizliktir gibi bir beyanım yok.
Seks nasıl bir soruna dönüştü?
İster batıda olsun ister doğuda olsun bugünkü evliliği yeterince anlamadan cinsel sorunlara çözüm getirilemez.
Aşk bir anlaşma imzalayarak gerçekleştiremez doyuma karşılıklı güven ve konfora da bağlı değildir. Tüm bunları temelinde akıl vardır ve bu yüzden aşk bunun için yaşamımızın sadece küçük bir bölümünü oluşturur.Aşkın kaynağı akıl değildir. Çünkü aşk bütün kurnaz hesaplarından kendini koruma isteğinden ve tepkilerden bağımsızdır aşk varsa seks asla bir sorun olmaz sorunu yaratan aşkın yokluğudur.
Batı geleneğinde ki "seversem sevişirim" felsefesi gerçek namus ve iffeti barındırır. Çünkü fizyolojik bir semptom olan cinsel isteği bir metaya dönüştürme gayesiyle ticaretleştirmez. Böyle bir anlayışta koşul değil aşk vardır. Ve bu iffetliliktir.
Doğu geleneğinde ki felsefe ise cinsel isteği metaya bir koşula bağlayarak ticaretleştirir.
Cinsel isteği araç olarak değil de amaç haline getirir.İşte eğer bunu şunu yaparsan,evlenirsem,aile-toplum onay verirse veya bu ahirette Tanrı tarafından ödüllendiririm düşüncesi fuhuştur. Çünkü burada alışveriş vardır. Temiz bir akıl yoktur kirlidir ve bu namus ve iffet olamaz.
Tanrı'ya ulaşmak için bekaretini sürdürmeye çalışanlar iffetsizdir;çünkü bir sonuca ulaşmaya, bir şeyler kazanmaya ve sonunda seksin yerine başka bir şey koymaya çalışmaktadırlar; bu da korkudur. Kalplerinde aşk yoktur ve asla saflık da olamaz; ancak temiz bir kalp gerçeğe ulaşabilir. Denetim ve baskı altındaki bir kalp aşkın ne olduğunu bilemez. Eğer alışkanlıkların, duyguların, dinsel, fiziksel ya da psikolojik etkilerin altında ise aşkın ne olduğunu bilemez. Idealist kişi bir taklitçidir ve bu yüzden aşkın ne olduğunu bilemez. O, cömert, kendini hiç düşünmeden verebilen bir kişi olamaz. Ancak akıl ve kalp sıradan duygusal alışkanlıkların korkusundan azade ise, ortada cömertlik ve anlayış varsa, aşk da olur. Böyle bir aşk iffetlidir.
Kaynakca;
Aşk seks namus-J.Krishnamurti
Yorumlar
Yorum Gönder